Uluslararası Savunma ve Havacılık Fuarı Olan IDEF’23 Fuarı’na DMY SAVUNMA olarak katıldık.

DMY Şirketler Grubu içerisinde savunma ve havacılık sanayisine çalışan şirketlerimizden oluşan DMY SAVUNMA yapılanmasıyla 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na (IDEF’23) katılım sağladık. Yapılanma bünyesinde bulunan Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom şirketlerimiz imkan ve kabiliyetlerini fuar kapsamında sergileme imkanı buldular.

Fuar boyunca sergilenen ürünler ve teknolojiler büyük ilgi çekerken, standımızı Savunma Sanayii Başkanı Sn. Prof.Dr. Haluk GÖRGÜN, MKE Genel Müdürü Sn. İlhami KELEŞ başta olmak üzere ülkemizin önde gelen savunma sanayi yetkilileri ve yurt dışı katılımcılar da ziyaret ettiler.

DMY Şirketler Grubundan savunma sanayinden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Ali Rıza Kılıç, şunları söyledi: “DMY SAVUNMA olarak, IDEF’23 Fuarı’na katılımımızı büyük bir heyecanla gerçekleştirdik. Uluslararası ve ulusal alanda büyük ilgi gören ve tarihinde katılımcı rekorları kıran bu fuarda, savunma ve havacılık sektörüne yönelik vizyonumuzu, yenilikçi yaklaşımlarımızı sergileme fırsatını bulduk. Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom gibi kendi alanlarında uzmanlıkları bulunan güçlü ortaklarımızla bir araya gelerek, sektördeki birleşik gücümüzü de ortaya koyduk. Türkiye’nin savunma sanayisine katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası işbirliği fırsatlarını keşfetmek ve yeteneklerimizi aktarabilmek için buradayız. IDEF’23 Fuarı’nda standımızı ziyaret eden tüm katılımcılara teşekkür ederiz. Gücümüzün merkezine elektronik üretimi almaya devam ederek, tasarım ve üretim alanlarında gelecekteki projelerimizle daha da büyümeye devam edeceğiz.”

DMY SAVUNMA’nın IDEF’23 Fuarı’ndaki göze çarpan katkıları şunları içeriyor:

Yenilikçi Teknolojiler: Uydu ve Haberleşme teknolojileri, RF ve Mikrodalga Teknolojileri ile Güç Elektroniği Teknolojilerinde önde çıkan tasarım ve üretimleri şirketlerimize ait olan ürünler sergilenmiştir.

Birleşik Güç:  DMY SAVUNMA yapılanmasını oluşturan şirketlerimizin farklı alanlardaki uzmanlıklarını biraraya getirerek, tasarımdan üretime, tedarikten proje yönetimine kadar tüm süreçleri birarada sunarak “Uçtan Uca Ürün Gerçekleştirme” konusundaki imkan ve kabiliyetlerimiz anlatılmıştır.

İşbirliği Fırsatları: Savunma ve havacılık alanında ülkemizin önde gelen ana yüklenicileriyle olan mevcut çalışmalarımızı daha da ileriye götürebilmenin yanı sıra, ulusal ve uluslararası potansiyel firmalarla da işbirliği fırsatları yakalanmıştır.

Ülke Ekonomisine Katkı: Savunma ve havacılık sanayinin ülkemiz için stratejik ve ekonomik öneminin farkında olarak, DMY SAVUNMA firmaları olarak sunduğumuz katkıların artırılmasına yönelik vizyonumuz paydaşlarımıza aktarılmıştır.

DMY Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş: “DMY SAVUNMA, DMY Şirketler Grubumuzun geleceğinde önemli bir yer tutuyor. Savunma ve havacılık sanayisi, ülkelerin güvenliği için kritik bir rol oynamaktadır ve biz, DMY SAVUNMA olarak bu alanda güçlü bir yer edinmeye kararlıyız. Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom gibi önde gelen firmaların bir araya gelmesiyle oluşturduğumuz DMY SAVUNMA, sektördeki birleşik gücümüzü göstermektedir. Bu, Türkiye’nin savunma sanayisi alanında büyümesine ve ulusal güvenliğine katkı sağlamak için önemli bir adımdır. DMY SAVUNMA’nın gelecekteki projeleri ve büyüme planları hakkında heyecanlıyız ve bu alandaki yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

DMY Savunma, IDEF’23 Fuarı’nda sergilediği ürünler ve teknolojilerle, Türkiye’nin savunma sanayisi alanındaki büyümesine katkı sağlamaya devam ediyor. DMY Savunma’nın gelecekteki projeleri ve katkıları hakkında daha fazla bilgi almak için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Haluk Sayar, Component by Özdisan’ın 20. Sayısında Elektromobilite Hakkında Konuştu

Avrupa çapında elektromobilite ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik eden bir sivil toplum kuruluşu olan Avere’nin Türkiye başkan yardımcısı Haluk Sayar’la bir araya geldik. Kendisiyle elektrikli araç sektörünü ve derneğin yaptığı çalışmaları konuştuk.

İlk defa ortaya çıktıkları 19. yüzyıldan itibaren çevre dostu ulaşım imkanı sunan elektrikli araçlar, küresel ısınmayla etkin mücadele etme kararı alan ülkelerin desteğiyle yeniden popüler hale geldi. Sahip oldukları teknolojiler sayesinde elektrikli araçlar; kullanıcılarına, maliyet, konfor ve güvenli yolculuk fırsatı yaşatıyor.

Sizi tanıyabilir miyiz? Kariyer hayatınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Avere Türkiye Elektro Mobilite Derneği başkan yardımcısıyım. Makine mühendisiyim. 1989 yılında mezun oldum. Arkasından 3 yıl kadar Amerika’da bulundum. Burada enerji ekonomisi üzerine çalıştım. Arkasından Türkiye’de yine enerji alanında özellikle yenilenebilir enerji alanında uzun yıllar çalıştım ve son 6 yıldan beri de elektromobilite alanında çalışıyorum. Dernek ile ilgili faaliyetleri yürütüyorum.

Dernek olarak yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Derneğimiz 4 yıl önce kuruldu. Avere Elektro Mobilite Derneği esasında uluslararası bir dernek. 18 Avrupa ülkesinin üye olduğu bir dernek. Biz de 4 yıl önce, 17. üye olarak derneğe taraf olduk. Türkiye’de özellikle elektromobilitenin gelişmesi, elektrikli araçların yaygınlaşması, sağlıklı olarak büyümesi için çalışmalar yapıyoruz. Bunun için gerek iş dünyasından gerek kamudan gerekse üniversiteden birçok grubu bir araya getirerek iş birlikleri yürütüyoruz.

Derneğin üye sayısı nedir?
Avere uluslararası bir dernek. Derneğimizin Avrupa tarafında doğrudan ya da dolaylı olarak 2650 üyesi var. Türkiye’deki kurumsal üye sayımız da 52. Toplamda 18 üye ülke  ile temsil edilen derneğimiz, Avrupa’nın en kapsamlı temsil gücü olan sivil toplum kuruluşlarından bir tanesi.

Üyelerinizle yaptığınız çalışmalardan da bahseder misiniz?
Yeni bir sektör elektromobilite. Elektrikli araçlar yeni yeni Türkiye’de gündemimize giriyor. Fakat çok hızlı bir şekilde ivme aldı. Sadece otomotiv sektörünü ilgilendiren bir alan değil. Birçok alanın multidisipliner olarak bu işin içinde olması gerekiyor. Elektronik ve kimyanın bu işin içinde olması gerekiyor. Fizik zaten bu işin temelini oluşturuyor. Dolayısıyla sadece otomotiv sektörü değil bizim diğer sektörleri de birleştirme yapımız var, bir misyonumuz var. Türkiye’de bunu gerçekleştiriyoruz.

Elektromobilite derken tam olarak ne kastediyorsunuz biraz daha açar mısınız?

Mobilite hareketlilik anlamına geliyor biliyorsunuz. İngilizce’deki karşılığı mobility olan kelimenin anlamı ‘bir yerden bir yere varmak’. Bir yerden bir yere varmak. Elektromobilite ise elektrik kullanarak bir yerden bir yere gitme hareket etme anlamına geliyor. Dolayısıyla elektrikli araçları da elektromobilitenin ilk parçaları ilk bileşeni olarak kabul edebiliriz. Ama sadece elektrikli otomobiller değil esasında scooter’lar da… Micromobilite elektromobilitenin bir alanı ya da elektrikli otobüsler, hatta trenler, uçaklar, gemiler hepsi eğer elektrikle tarif ediliyorsa ve bu şekilde hareket ediyorsa elektromobilitenin altına giriyor.

Avrupa elektromobiliteye önemli bir geçiş yaşıyor. 2023 yılında beklentileriniz neler?
Elbette çok hızlı büyüyor. Bundan 6 yıl öncesinde tüm dünyada 1 milyon elektrikli araç satılmıştı. 2022 yılına geldiğimiz zaman bu sayı 11,5 milyona çıktı ve her yıl yüzde 50-60 büyüyor. Dünyada elektromobilitenin ve elektrikli araçların başı çektiği bölgeler var. Çin birincisi, hemen arkasından Avrupa ülkeleri geliyor. Daha sonra da Kuzey Amerika, Asya ülkeleri ve diğer ülkeler diye gidiyor. Avrupa tabii ki özellikle Çin’den sonra, Çin teknoloji tedarikçisi, otomobil üreticisi, aynı zamanda akü de üreten kuruluş. Dolayısıyla Avrupa hemen arkasından pazar liderliğini takip eden bir kurum, bir oluşum.

Peki türkiye’de elektromobiliteye olan ilgi nasıl?
Avrupa’da geçtiğimiz aralık ayında Almanya’da satılan her 100 aracın 55’i elektrikliydi. Norveç’e baktığınız zaman daha da fazla. Yüzde 90’ların üzerinde. Artık 100 aracın 90’ı elektrikli. Onlar artık neredeyse sonuna gelmiş durumdalar. Aslında bu da normal çünkü Norveç 2025 yılından sonrasında içten yanmalı motorlu araçlara artık ruhsat vermeyecek. Daha doğrusu satışı bile olmayacak. Mecburen elektrikli araçlar satılacak. Bu yüzden de piyasa kendi önlemini alıp geçişini tamamlamak üzere.

Artık elektrikli araçlara geçmek üzereler. Buna benzer olarak hemen arkasından Hollanda, Almanya gibi ülkeler geliyor. Almanya, Hollanda hemen hemen artık birbirine çok yakın ama Almanya araç sayısı bakımından pazar lideri.

Türkiye’ye geldiğimiz zaman daha işin başındayız. Az önce bahsettiğim üzere 1 yıl içerisinde 11,5 milyon elektrikli araç satıldı. Türkiye’de ne kadar satıldı aynı dönemde diye bakarsanız 10 bin civarında araç. Toplamda 18 bin elektrikli araç var. Dolayısıyla biz daha işin çok başındayız. Ama yine Avrupa’daki gibi her yıl yüzde 60-70 büyüyen bir pazardan bahsediyoruz. Önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde çok hızlı bir büyüme olacak ve 2030 yılında Türkiye karayollarında 1 milyondan fazla elektrikli araç göreceğiz.

Elektrikli araçlar hayatımızda uzun yıllardır var. Peki bunun yaygınlaşmamasının nedeni nedir? Geç kalmadık mı?
Aslında kalmadık. Avrupa ve Çin’e göre geç kalmış gibi gözükebiliriz ama hala kalmadık. Şöyle söyleyeyim zaten teknoloji yeni teknoloji. Lityum iyon teknolojisi akülerin araçlarda kullanılması 2010 yılından önce mümkün bile değildi.

“Avrupa’da geçtiğimiz aralık ayında Almanya’da satılan her 100 aracın 55’i elektrikliydi. Norveç’e baktığınız zaman daha da fazla. Yüzde 90’ların üzerinde.”

Enerji yoğunluğundan dolayı ya da kapasite yeterli olmadığından dolayı çok fazla kullanılamıyordu. 2010 yılından itibaren artık ekonomik olarak da mümkün olmaya başladı. 2010 yılından baktığınız zaman aküler kw saat ile ifade edilir. Kw saat maliyeti 1000 dolar civarına geliyordu akülerin. Fakat şu anda aradan geçen 10-12 yıl içerisinde bu 100 dolarlara kadar inmiş durumda. Dolayısıyla akü fiyatları düştükçe elektrikli araçların pazar şansı artıyor.

Diğer önemli bir nokta da kimse durduk yere sektörü elektrikli araçlara yönlendirmedi. Hani artık zamanı bitti, petrol bitiyor falan değil. Hâlâ doğal gaz hâlâ benzin var. Peki biz niye elektrikli araçlara geçiyoruz? Sera gazından dolayı elektrikli araçlara geçiyoruz. Artık biz biliyoruz ki sera gazı dünyanın sonunu getirebilir ve bunun farkındayız. Dolayısıyla artık emisyonları azaltmakla yükümlüyüz ve Birleşmiş Milletler de uluslararası kurumlar da başı çekerek tüm ülkeleri bu önlemi almakla görevli kıldı. Artık bütün ülkeler emisyonlarını azaltmakla yükümlüler ve bu aşamada da artık elektrikli araçlar hiç olmadığı kadar önem kazandı.

Peki elektrikli araçların avantajları neler?
Tabii ki elektrikli araçların birçok avantajı var. Az önce söylediğim gibi en önemli avantajı esasında elektrikle hareket ediyor olmaları. Şimdi elektrikle hareket ettiği zaman sonuçta şebeke elektriğini kullanıyor. Şebeke elektriğinin temiz olması da önemli burada. Şebeke elektriğini kömürden üretirseniz ve ürettiğiniz o elektriği de elektrikli araçlarda kullanırsınız o araç emisyonsuz olmaz. Dolayısıyla biz elektrik üretirken yenilenebilir enerji kullanmak durumundayız.

O elektriği eğer biz elektrikli araçlarda kullanırsak o zaman emisyonsuz sıfır emisyonlu araçlardan bahsedebiliriz. Dolayısıyla birinci kural sıfır emisyonlu araçlara doğru ve temiz elektrik sağlamak.

İkincisi egzoz yok elektrikli araçlarda. Yani siz petrol ya da dizel yakıtlı araçlarda şehir içinde ciddi bir hava kirliliğine sebep oluyorsunuz, egzozdan kaynaklı. Elektrikli araçlarda böyle bir şey yok. Sessiz bir şekilde hiçbir emisyon salmadan aracınızı kullanabilirsiniz. Sağlık ve çevre açısından bunlar çok önemli. Ama tabii ekonomi açısından baktığınız zaman da elektrikli araçların çok ciddi avantajları var. Akü maliyetleri, lityum iyon akü maliyetleri çok hızlı bir şeklide düşüyor.

Bundan 3-4 yıl öncesine kadar elektrikli araçlar ile içten yanmalı motorlu araçların fiyatları baya farklıydı. Pahalıydı elektrikli araçlar. Neden çünkü akü maliyetleri pahalıydı. Fakat geldiğimiz noktada akü maliyetleri o kadar aşağıya indi ki 2023 ya da 2024 yıllarında biz başa baş noktasına geleceğini düşünüyoruz artık. Yani satış fiyatı anlamında da elektrikli araçlar diğer dizel araçlardan ya da benzinli araçlardan farklı olmayacak.

Bunun yanında elektrikli araçlar çok az bakım gerektirir. Çünkü hareket eden parçası motorunda fazla yoktur. Mesela dizel araçlarda tekerleği döndürmek için kullandığınız 2000’den fazla hareketli parça vardır. Fakat elektrikli araçlarda bu sayı 21’dir. Dolayısıyla çok daha az bakım gerektirir elektrikli araçlar.
Yani şöyle düşünün ne egzoz gazı, ne radyatörü, ne motor yağı, ne de güç aktarma sistemi vardır. Frenler bile daha az aşınır. Balatalara da çok fazla yük binmez. Dolayısıyla bunların hepsi çok ciddi bakım yönünden bakım maliyetini azaltıp, gerekli olan bakım süresini de uzatan etkenlerdir. Bir kere kullanım maliyeti çok düşüktür. Çünkü siz elektrikli araçları örneğin şebekedeki şu anki mesken elektriğinde şarj ettiğiniz takdirde dizel araçlardan yaklaşık 4 kat daha ucuza

“Önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde çok hızlı bir büyüme olacak ve 2030 yılında Türkiye karayollarında 1 milyondan fazla elektrikli araç göreceğiz.”

getirip şarj etmiş olursunuz. Bunun anlamı aynı ücretle 4 kat daha fazla gidebilirsiniz elektrikli araçlarla. Tabii şimdi fiyat konusu biraz farklı çünkü evde şarj ettiğinizde farklı fiyat, ticari şarj ettiğinizde farklı fiyat, dışarıda 22 kw’lık şarj opeatörlerinin işlettiği istasyonlarda şarj ederseniz farklı fiyat. Ama sonuçta hemen hemen hepsinde elektrikli araçlardaki yakıt maliyeti elektrik maliyeti gittiğiniz 100 km için bahsediyorum, dizel ya da benzinli araçlardan daha ucuzdur.

Dezavantajlarına gelecek olursak neler söylemek istersiniz?

İçten yanmalı motorlu araçlar ile başa baş noktasına gelmesi için 1-2 yıl gibi bir süre var. Bundan öncesinde bu dezavantaj daha büyüktü. O yüzden teşvik gerekiyordu. Yani devletler tarafından teşvik uygulanması önemliydi ki insanlar elektrikli araçları tercih etsinler. Şimdi hâlâ önemli belli bir noktada, fakat çok yakın bir süre içerisinde artık teşviğe de gerek kalmayacak. Bunun dışında dezavantajı yok diyebiliriz.

Menzil konusundaki eleştirilere cevabınız ne olur?

Öncelikle bu eleştirilerin de artık gereksiz olduğundan bahsetmem gerekiyor. 7-8 yıl öncesi için elektrikli araçların menzil sorunları vardı. Özellikle uzun yolla ilgili ciddi endişeler söz konusuydu. Fakat teknoloji ilerledikçe menzil sorunu aşıldı. Bataryaların kapasitesi ve verimliliği arttı. Günümüzde tek şarjda 1000 kilometrenin üzerinde giden araçlar var. Şu an bildiğim test aşamasında olup 1-2 yıl sonra satışa çıkartılacak bazı araçlar tek şarjda 2000 – 2500 kilometrelere çıkacak. Her yıl sene menzil artıyor.

Şarj istasyonları ile ilgili de önemli çalışmalar var. Hatta şunu söyleyebilirim, ülkemizde şarj istasyonlarının kurulumu elektrikli araç satışının önünde gidiyor. Lider şarj istasyonlardan birisi 2023 yılının sonunda Türkiye’de 200 bin araca yetecek kadar elektrikli şarj istasyonu ağı olacağını açıkladı.

eV Charge Show hakkında neler söylemek istersiniz?

Voli Fuarcılık ile beraber geçtiğimiz yıl ilkini düzenledik. Avere olarak konferans kısmını üstlendik. Fuar ve konferans anlamında çok büyük başarılar elde ettik. 2023 yılının Kasım ayında ise 2.’sini düzenleyeceğiz. Uluslararası tarafı ağır bir fuar olmasını planlıyoruz. Geçen seneki fuar alanı yaklaşık 2 katı kadar büyüyecek. Çünkü ilgi çok yüksek. Start-up yarışmamız da olacak.

Kısa ve orta vadedeki hedeflerinizden bahseder misiniz?
Üye sayımız hızlı bir şekilde artıyor. Şu anda 52 üyemiz bulunuyor.
 2023 yılının sonunda bu üyeyi ikiye katlamayı hedefliyoruz. Sektörle birlikte büyüyeceğiz. Her derneğe üye olan kuruluşların bu dernekten beklentileri oluyor. Biz de onların
sesi olmak için çabalıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla bir bağlantı noktası olmak istiyoruz. Yurt dışındaki Avere ağıyla bir network ekosistemi oluşturmak istiyoruz.


Depremzedelerimizin ve Milletimizin Yanındayız

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

İSTANBUL — 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin hemen ardından organize bir şekilde yardım etmek için çalışmalara başlandığını belirten DMY Uluslararası Yatırımlar Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş: “Yaşadığımız deprem felaketi hepimizi derinden yaraladı ve üzdü. Milletimize karşı olan sorumluluğumuzun her daim bilincinde hareket ederek DMY Ailesi olarak yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

DMY Uluslararası Yatırımlar ve grup şirketleri Özdisan, Devbros, Tescom, Assan, DMY EOA, Alpke, Satelcom, EMS ve Tescom Hellas’tan yapılan yaklaşık 1 milyon 700 bin Türk Lira tutarındaki yardım ile edinilen malzemeler TIR’lar ve 1. Ana Jet Üssü’nden kalkan uçaklar ile gönderilmeye başlandı.

Ayrıca, Grup bünyesinde çalışanların da ilk günden beri yardımcı olmak için çabaladığını ve organize bir şekilde hareket edilmesi için Grubun imkanlarını seferber ettiğini belirten DMY Uluslararası Yatırımlar Ortak Hizmetler Yöneticisi Fatih Duran: “Depremin ardından Özdisan ve diğer grup şirketlerinden ilk anda toplanan yardımlar ayrı bir ekiple 8 Şubat günü 18:10’da İstanbul’dan yola çıktı. 32 saatlik zorlu bir yolculuğun ardından Hatay Samandağ’a ulaşan ekibimiz, iki TIR dolusu yardımın depremzedelere ulaştırılıp dağıtılması için üç gün boyunca bölgede milletimizin yanındaydı.” dedi.

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

Giyinme, sağlık, hijyen ve barınma için yardım malzemeleri taşıyan ekibimiz, yaklaşık 24 saatlik dönüş yolunda Kahramanmaraş ve Malatya’ya da uğrayarak deprem felaketinden yaklaşık bir hafta sonra 13 Şubat 2023’te İstanbul’a döndü.

Başta kurucularımız Davut Yurttaş ve Mustafa Yurttaş olmak üzere, Yurttaş Ailesi, Ortaklarımız ve DMY Uluslararası Yatırımlar çalışanları olarak ülkemize ve milletimizle birlikte omuz omuza olmanın gururu içindeyiz. İçinde bulunduğumuz zorlu günleri de dayanışma ile atlatacağımıza inanıyoruz.

Özdisan Elektronik Genel Müdürü ve DMY Uluslararası Yatırımlar Başkan Yardımcısı Mustafa Yurttaş, Component by Özdisan dergisinin son sayısında 2022 yılını değerlendirirken, 2023 yılına dair öngörülerini de paylaştı.

Mustafa Yurttaş, 2023 yılı için öngörülerini Component by Özdisan’da paylaştı

Özdisan Elektronik Genel Müdürü ve DMY Uluslararası Yatırımlar Başkan Yardımcısı Mustafa Yurttaş, Component by Özdisan dergisinin son sayısında 2022 yılını değerlendirirken, 2023 yılına dair öngörülerini de paylaştı.

Ukrayna ve Rusya arasında 20 Şubat 2022 tarihinde başlayan savaş dünyayı sarsmaya devam ediyor. Tam Covid-19’u atlatıyoruz, sağlıklı günler bizleri bekliyor diye düşünürken savaşın derin etkileri geçtiğimiz aylarda ekonomik verilerdeki bozulmalara yol açtı. Bu gelişmeler hem ülkemizde hem de dünyada etkisini gösteriyor.

2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı. Ortaya konulan hedeflerden biraz uzak olmamıza rağmen, Avrupa’ya olan yakınlığımız, Çin devletinin katı korona tedbirleri, döviz kurlarındaki yüksek artışa rağmen düşük faiz politikaları, ülkemiz sanayisine soluk aldırdı. Bununla birlikte çalışan kesimde ise satın alma gücünün azalmasına neden oldu.

Hammadde kaynağı olarak, Rusya ve Ukrayna çıkışlarında gerek ambargo gerekse savaş süreci ile özellikle otomotiv sanayisi ve hububatta ciddi sorunlar ile karşı karşıyayız. Çip krizi ile zaten eksilen otomobil üretimleri ve yükselen maliyetlere, demir çelik başta olmak üzere pek çok sanayi ürünü girdisinde (son aylarda düşüş eğilimi gösterse de) etkisini gösteriyor. Düşük üretimler ikinci el piyasalardaki fiyatların yükselmesine sebebiyet veriyor.

Özdisan Elektronik olarak sanayicimize çip krizini kendi distribütörü olduğumuz firmaların ürün gruplarında münferit birkaç ürün dışında asla yaşatmadık. Halen devam eden krizde, almış olduğumuz önlemler ile bizleri tercih eden sanayicilerimizin Özdisan’ın müşterisi olarak ciddi bir konforu hissettiklerini düşünüyorum.
İhracatımız her geçen gün artmaya devam ediyor.

Yurt dışı pazarlarıyla çeşitlendirmeye çalıştığımız, geçmişte yaşanan krizlerde, tek pazar sıkıntısını yaşamamak için varımızı yoğumuzu ortaya koyuyoruz. Atamızın doğduğu yerde, Özdisan-Selanik şubemizi açarak Balkanlara ve Avrupa ülkelerine hizmet vermeyi planlıyoruz.

Üniversiteler ile iş birliğimiz artarak devam ediyor. Sanayi ve üniversite iş birliğini kendi çapımızda genişletme hayalimizi her geçen gün daha da fazla sahiplenerek, bu konudaki iş birlikteliklerine kapımızı sonuna kadar açık tutuyoruz.

Son olarak dünya genelinde G-20 ülkelerinde bozulan verilerin, 2023 yılında alınacak önlemlerle düzelebileceğini, bu konuda geç kalınmaması gerektiğini düşünüyor ve arzuluyorum.

Bölgemize ve dünya geneline bir an evvel barış gelmesini temenni ederken, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Sağlıcakla kalın,

Mustafa Yurttaş
Özdisan Elektronik Genel Müdürü


Component by Özdisan’ın websitesi →

Component by Özdisan 19. sayısı (pdf) →

Davut Yurttaş SAVTÜRK röportajında DMY Elektronik ve DMY Savunma olarak gündemimiz 43 yıllık bilgi ve tecrübemizi savunma sanayisinin emrine sunmaktır dedi.

Davut Yurttaş SAVTÜRK röportajında DMY Elektronik ve DMY Savunma olarak gündemimiz 43 yıllık bilgi ve tecrübemizi savunma sanayisinin emrine sunmaktır dedi.

Elektronik sektöründe 40 yılı aşkın bir tecrübeye sahip olan DMY Elektronik ve çatısı altındaki şirketler; savunma sanayi ile olan iş birliklerini tek çatı altında toplamak ve daha sürdürülebilir, Ar-Ge tarafı daha milli ürünler sunmak amacıyla ‘DMY Savunma’’ oluşumu altında bir araya geldiler.

Sektörde 40 yılı aşkın deneyime sahip olan DMY Elektronik ve Yatırımlar Grubu bünyesinde yer alan şirketlerin savunma sanayii ile olan bağımsız ilişkilerini tek çatı altında toplayıp, daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmak amacıyla hayata geçirilen DMY Savunma, oluşturduğu kesintisiz bilgi ağı ve üretim hattı ile Türk savunma sanayiine yerlilik oranı daha yüksek ürünler sunmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. 

Davut Yurttaş SAVTÜRK röportajında DMY Elektronik ve DMY Savunma olarak gündemimiz 43 yıllık bilgi ve tecrübemizi savunma sanayisinin emrine sunmaktır dedi.

DMY Savunma’nın sahip olduğu güçlü Ar-Ge altyapısı ile güç elektroniği, yenilenebilir enerji, anten ve uydu teknolojileri, haberleşme, RF gibi alanlarda kararlı çalışmalar gerçekleştirdiğini aktaran yeni oluşumun Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, yaptıkları çalışmaların ve temel olarak DMY Savunma’nın güç merkezinde, sahip oldukları tecrübenin köklerini oluşturan elektronik alanının olacağını söyledi. Günümüz savunmasında ateşli silah, askeri araç ve insan gücü gibi unsurların kullanımını artıran asıl tarafın elektronik olduğunu ve elektronik harp yeteneklerinin güç belirleyici bir kriter olduğunu ifade eden Yurttaş, elektronik alanında sahip oldukları birikim ile millileşmeye ve yerelleşmeye büyük katkı sunacaklarını ifade etti. 

Temel önceliklerinin Türk savunma sanayii olduğuna dikkat çeken Yurttaş , yeni oluşumun felsefesini, çalışmalarını, yol haritasını ve hedeflerini dergimiz SAVTÜRK’e değerlendirdi. 

SAVTÜRK: DMY Savunma’yı hayata geçiren temel motivasyon neydi; ne gibi eksiklikler ya da gereklilikler sizi bu firmayı kurmaya itti?

Davut Yurttaş: DMY Savunma’nın oluşumunu anlatabilmek için öncelikle arkasındaki grup şirketlerinin gücünü anlatmak gerektiğine inanıyorum. DMY Savunma; elektronik üretim sektöründe 40 yılı aşkın sanayicilik deneyimiyle bugünlere gelen DMY Elektronik ve Yatırımlar Grubu içerinde yer alan önemi sayıda şirketin, savunma sanayii ile yürüttüğü iş birliğinin tek bir konsantrasyon altında farklı alan ve malzeme gruplarındaki yetenekleriyle güç birliği oluşturmak amacı ile kurulmuş bir yapılanmadır. Zaman içerisinde yönetme, yönlendirme, iş birlikleri, ortak ürün ve yeni katılımlarla güçlü bir görüntü ve sektörde önemli bir oyuncu olmak, yüzde 100 yerli ve milli sermayemizin gücüyle ülkemizin savunma sanayiine katkı sağlayabilmek temel düşüncemizdir.

SAVTÜRK: Bu yeni oluşum, grup şirketlerinin zaten var olan savunma sanayii ilişki ve çalışmalarına nasıl bir boyut katacak? Sizi bir ana yüklenici olarak görebilecek miyiz mesela?

Davut Yurttaş: Grup şirketlerimiz yetkin oldukları alanlarda. Gerek ürün sahibi gerekse çözüm ortağı olarak sektörün önde gelen oyuncuları ile küçüklü büyüklü iş birliği içindedirler. Bu iş birlikleri, stratejik ortaklık, alt yüklenicilik ya da başarılı millileştirme çalışmalarıyla da tescillenmiş durumdadır. DMY Savunma yapılanması ile -birbirimize yakın olsak da farklı konulara odaklanan firmalar olduğumuzdan -bir bütünlük yakalamayı ve kendimizi ifade etmekte zorlanmanın önüne geçmiş olmayı, yatkinliklerimizi bir arada kullanarak anahtar teslim çözümler üretmeyi umuyoruz. Bu yapılanmada öncelikli amacımız; grup şirketleri arasında iş birliğini ve sinerjiyi artırmak. Devamında ise alt ürün gruplarının bir araya getirilmesi ile oluşturulan üst ürün gruplarına geçerek, tasarımdan malzeme tedarikine, üretimden proje yönetimine, testlerden entegre lojistik destek yönetimine kadar olan tüm süreçleri uçtan uca yönetip fark yaratmaktır. Sektörde iş birliği içinde olduğumuz oyuncularla bu iş birliğini üst seviyelere taşımak, rekabet yaratacak faaliyetler yerine ortak akılla birlikte hareket etmek amacındayız.

SAVTÜRK: Operasyonel faaliyetlerinize İstanbul merkezli olarak devam ediyorsunuz. Bunların dışındaki faaliyet planlarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Davut Yurttaş: Dmy Savunma altında faaliyette olan şirketlerimizden ASSAN A.Ş. ve EMS A.Ş. Istanbul’daki tesislerine ilave olarak Ankara’da iki yeni yatırımı sonuçlandırmak üzereler. ASSAN’ın yatırımı OSTİM’de ROKETSAN Yan Sanayi Kümelenme yerleşkesi içinde 2 bin 500 metrekarelik kapalı alanda ekim ayı içerisinde faaliyete geçecek.EMS’nin yatırımı ise Akyurt’ta 4 bin metrekarelik alanda yine aynı zamanlarda üretim faaliyetlerine başlayacak. EMS’nin Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 5 bin metrekarelik arsa alımı da tamamlanmış olup, projelendirme çalışmalarını takiben yatırıma başlanacak. 

DMY Savunma olarak, OSTİM Maxivedik iş merkezinde, diğer grup şirketlerimizin (Tescom, Özdisan, DMY EOA) de ayrı ayrı yer aldığı alanda geçici olarak faaliyetlerimize başladık. Gelişmelere göre farklı çözümlere gidebiliriz. 

SAVTÜRK: DMY Savunma’nın öncelikli gündemi ne olacak? Özellikle eğileceğiniz alanlar ve milileştirmeye yönelik ürün, tasarım grupları hangileri olacak?

Davut Yurttaş: Öncelikli gündemimiz elektronik sanayiideki 40 yıllık bilgi birikimi ve tecrübemizi daha yüksek seviyelerde sektörün emrine sunmak olacak. Şu anda farklı şirketlerimizde dağınık şekilde bulunan bu birikimleri bir araya getirerek daha üretken olmak için bu yapılanmaya ihtiyaç duyduk. 

Grubun malzeme tedarikinden başlayan Ar-Ge’lerle şekillenen üretim kabileleri ile hayata geçen yetenekleri yönümüzü belirleyecektir. Belirttiğiniz gibi millileştirme çalışmaları önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Bugüne kadar ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ gibi ana yüklenici firmalarımızın millileştirme çalışmalarında başarıyla yer aldık. Millileştirme çalışmalarını tamamladığımız anten, güç kaynakları vb. ürünlerin yanı sıra, halen çalışmalarına devam ettiğimiz dijital kumpas, kayar bilezik gibi sektörümüz için önemli ürünler de listemizde yer almaktadır. Millileştirme çalışmalarımızı yürütürken, “Daima Milli ve Yerli” ilkemize uygun olarak, ürünlerin alt sistem ve birim seviyesinde de yerli ve milli çözümlerle üretilmesi ilkesiyle hareket ediyoruz. Örneğin, DMY Savunma’nın Boğaziçi Üniversitesi teknoparkında yerleşik Ar-Ge firması olan Satelcom’un yaptığı uydu terminalinde yüzde 80 yerlilik oranına ulaşılmış durumdadır. İkisi onaylı olmak üzere beş Ar-Ge merkezinde sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmalarımızla güç elektroniği, yenilenebilir enerji, anten ve uydu teknolojileri, haberleşme, RF gibi alanlarda çalışmalarımızla kararlılıkla devam ediyoruz. Grup şirketlerimizden Tescom ile güç elektroniği konusunda yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ile sektörün bu alandaki ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılayabileceğiz. Bütün bunları gerçekleştirirken öncelik verdiğimiz konulardan bir diğeri de sektörün gereksinimlerine, beklentilerini, vizyonuna uygun olarak gerekli sertifikasyon süreçlerini layıkıyla tamamlamak ve idame ettirebilmektir. Tesis Güvenlik Belgesi ve ISO 16949 Otomotiv Kalite Yöneyim Sistemi gibi önemli belgelerin alınımını gerçekleştirmiş olmanın yanı sıra, SSB tarafından yürütülen EYDEP tetkiklerinden en üst seviye olan A seviye puan alan sınırlı sayıda firmalardan birinin de grup şirketlerimizden ASSAN olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca sektörümüzün de beklentilerinden olan AS 9100 Havacılık Kalite Yönetim Sistemi için özellikle Ankara yapılanmamıza yönelik olarak çalışmalar başlattığımızı ifade etmek isterim. 

SAVTÜRK: DMY’nin temellerini oluşturan elektronik sektörü, günümüz savunma sanayii unsurlarının gizli başrol oyuncusu konumunda. Türkiye, elektronik harp sistem ve ürünleri konusunda ne durumda? Siz bu alanda  -DMY Elektronik’in de yetkinliği göz önüne alındığında- ne vadediyorsunuz?

Davut Yurttaş: DMY Savunma’nın gücünün merkezinde elektronik sektörü yer almaktadır. Güç elektroniği ile başlayan tasarım ve üretim faaliyetlerimiz, bugün elektronik üretimin bir çok alanını içerecek şekilde genişlemiş ve tesisleşmiştir. Söylediğiniz gibi, günümüz dünyasında ülkelerin savunma güçlerindeki yetkinlikleri, artık sadece ateşli silah, askeri araç ya da insan gücüyle anlatılmıyor; bu unsurların etkin kullanımını sağlayan elektronik harp yetenekleri ya da siber cephelerdeki üstünlükleriyle aktarılıyor. Dolasıyla, bu alanlarda yapılacak her bir millileştirme, yerlileştirme çalışmasının çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Ülkemizin yakın geçmişinde, bu alanda yerli ve milli olmayan çözümlerin kullanımının daha doğrusu kullanamamanın getirdiği sıkıntıları hep birlikte yaşadık. Son yıllarda, savunma sanayiinde milli çözümler üretme konusunda yürütülen çalışmalarla gurur verici ve daha fazlasını yapabilme konusunda umut verici gelişmelere birlikte şahit oluyoruz. DMY Savunma olarak, bu çalışmaların önemli bir parçası olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bugüne kadar millileştirme çalışmalarını tamamladığımız çok sayıda ürünle de teyit etmiş oluyoruz. 

SAVTÜRK: Türkiye, mevcut ürünlerin yerlileştirmesinin yanında yeni teknolojiler için de önemli süreçler yürütüyor; aslında dünyada durum böyle. Örneğin enerji silahları, biyoteknoloji silahlar gibi alanlara yatırım artmaya başladı DMY Grup’un bünyesindeki enerji, ilaç gibi farklı şirketlerin ve Ar-Ge büyüklüğünün varlığı göz önüne alındığında yeni teknoloji üretimi konusunda nasıl bir inisiyatif alacaksınız?

Davut Yurttaş: DMY Elektronik Yatırımlar olarak, savunma sanayiini stratejik alan olarak görüyoruz. Bu anlamda, yukarıda da ifade ettiğim üzere, savunma sanayiinin başkenti olan Ankara’da tesisleşme konusundaki yatırımlarımıza hız vermiş durumdayız. ROKETSAN’ın yan sanayi kümelenmesinde yakın zamanda hizmete açacağımız  elektronik üretim tesisiyle, ana sanayi-yan sanayi entegrasyonunda önemli bir mesafe alacağımızı değerlendiriyoruz. Yine TUSAŞ’ın yanında faaliyetlerine başlayan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yapılanmamız da sektörün tüm oyuncularıyla bir arada olma, iş birliği yapma yönündeki kararlığımızın bir göstergesidir. 

Savunma sanayiinde fark yaratacak, teknolojik yetkinliklerimizi artıracak yatırımlar konusunda çalışmalarımız devam etmektedir. Özellikle sektörde KOBİ ölçeğinde karşılığı olmayan, yurt dışı pazar imkanı olan teknolojik alanlarda tasarım dahil çözümler içeren yeni yatırım planlarımız bulunmaktadır. Örneğin, savunma sanayii ihtiyaçlarına yönelik PCB üretiminde ülkemizde KOBİ ölçeğinde bir kaynak bulunmayıp, ihtiyaçların önemli bir kısmı başta Uzak Doğu olmak üzere yurt dışı kaynaklardan sağlanmaktadır. Grup şirketlerimizden Somacis TR’nin, yüksek teknolojili PCB üretiminde dünyada söz sahibi üreticilerden olan Somacis firmasıyla yaptığı ortaklık sayesinde, ülkemizde savunma sanayiine yönelik PCB üretim altyapısı oluşturabilmeyi hedefliyoruz. 

SAVTÜRK: DMY Savunma, yurt dışı pazarlama ve ihracat anlamında nasıl bir politika izleyecek? Mevcut şirketlerin ihracat anlayışından ve müşterilerinden ayrışacak mı ya da ne kadar bütünleşik kalacak?

Davut Yurttaş: Önceliğimizi ülkemizin savunma sanayii gereksinimlerini karşılamaya vermiş olmakla birlikte, özellikle geliştirdiğimiz ürün seviyesindeki çözümlerimizle yurt dışı pazar imkanlarımızı da genişletmeye çalıştığımızı söyleyebilirim. Bu alanda en önemli avantajımız, DMY Savunma olarak iş birliği yaptığımız grup şirketlerimizden Özdisan’ın malzeme tedariki alanında dünyaya yayılmış bir ağa sahip olmasıdır. Hem ithalat hem ihracat alanında sadece yerel ağlara erişmekle kalmayıp, elektronik ticaret alanında da kendini ispatlamış, aktif kullanımı olan ciddi kullanıcı sayısına sahip bir platform üzerinden çalışmalar yürütülmektedir. Dolayısıyla, sadece DMY Savunma çözümleri için değil, millileştirme konularında başarılı çalışmalar yürüten. Tüm KOBİ’lerimizin dünyaya erişimi için bir ihracat platformu haline getirebileceğimizi söyleyebilirim.

İhracat konusunda grup şirketlerimizin geçmişten bugüne önemli deneyimleri bulunmaktadır. Tescom şirketimiz, cirosunun yüzde 30’unu yaklaşık 50 ülkeye yaptığı ihracattan elde etmektedir. EMS, ABD’ye haberleşme alanında cihaz seviyesinde üretim yapmaya başlarken; ASSAN, İtalya ve İspanya’ya elektronik kartta birim seviyelerde üretim yapmaktadır. 

SAVTÜRK: DMY ve grup şirketlerinin faaliyet alanlarına bakıldığında sivil hayata entegre bir alanmış gibi duruyor ama günümüzde artık teknolojinin askeriden sivile değil, sivilden askeriye aktığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda hem DMY Savunma’nın hem de genel olarak savunma sektörünün geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?

Davut Yurttaş: Sivil ya da askeri fark etmeden, teknolojilerin entegre kullanıldığı zaman daha değerli, daha rekabetçi olduğu günümüzde, dual use çözümler, bu alanda faaliyet gösteren tüm teknolojik yapılanmaların öncelikleri arasına girmiştir. Bugüne kadar gündelik hayatımızı kolaylaştıran, emniyeti, konforu artıran bir çok teknolojik uygulama önce savunma sanayiinde filizlenmiş, sonrasında sivil hayata adapte edilmiştir. Bu tür uygulamalar gerçek gücünü ve verimliliğini sivil entegrasyonla ortaya koymuştur. Teknolojinin hızlı gelişimi, bilgiye kolay erişim, sınırların sanal olarak ortadan kalkması gibi bir çok etkenle sivil ve askeri teknolojiler arasındaki paylaşım giderek artmaktadır. Bu paylaşımların bundan sonraki süreçlerde daha da hızlı olacağını değerlendiriyoruz.

“SEKTÖRÜN BAŞARISINDA SSB’NİN POLİTİKALARININ PAYI ÇOK BÜYÜK”

Türk savunma sanayii, tüm alanlarda, tüm aktörleri ile güçlü iş birliği sergileyen bir sektör. Diğer yandan kamunun sağladığı destekler ve bu iş birliğinin pekişmesi noktasında sunduğu katkıların sektörün bugünlere gelmesindeki en temel etkenlerden biri olduğunu belirtmek lazım. Bu sebeplede savunma sanayii olarak, şanslı bir sektör olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Sektörü düzenleyen, vizyonunu belirleyen, yetkinlikleri ve ihtiyaçları eşleştirmeye çalışan, gereksinimleri ve standartları ortaya koyan, kısaca sektörün çatısını oluşturan T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), sektörümüzde kamu gücünü temsil etmekte ve diğer sektörlere   göre önemli bir avantaj oluşturmaktadır. 

Sektörün geçmişine bakıldığında, ithal ikamesiyle başlayan sanayileşme modelleri, günümüzde özgün çözümlere dönmüş ve başarı hikayeleri ortaya koymuştur. Bu başarılarda, bugüne kadar SSB tarafından başarıyla ortaya konan sanayileşme politikalarının etkisi olduğu çok açıktır. Bu anlamda, sektörümüzde kamu ve özel sektör iş birliğinin en anlamlı örneklerini görebiliyoruz. 

Na-De, DMY Elektronik Grup Şirketleri ile Birleşimi, Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Davut Yurttaş ’ın konu ile ilgili bilgilendirme yazısı

 

Süha Öker. DMY Elektronik Yatırımlar Grup Koordinatörü

Süha Öker: “Potansiyelimizi geliştiriyor, hedeflerimizi büyütüyoruz”

Bu yazı, Özdisan Elektronik’in düzenli yayını olan Component Dergisi’nin 10. sayısında yayınlanmıştır.

Süha Öker. DMY Elektronik Yatırımlar Grup Koordinatörü

Suha Bey sizi yakından tanıyabilir miyiz?

1956 yılında İstanbul’da doğdum. Liseyi British High School’da tamamladıktan sonra University of Birmingham’da üretim mühendisliği eğitimi alıp yurda döndüm ve İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nü tamamladım.

1979 yılında evlenip, 1981 yılında baba olarak oldukça genç bir yaşta aile olmanın sorumluluğunu taşımaya başladım. 4 yıl profesyonel çalışmanın ardından 15 yıl kadar ağırlık hissesi bana ait olan, kapsamlı bilgi işlem hizmetleri üreten bir şirkette ticari yaşamım oldu.

1998 yılında dünyada yaşanan ekonomik sıkıntılı dönemin bizlere de etkisi sonucu şirketimi çalışanlara devrederek, Davut Yurttaş’tan aldığım iş teklifini değerlendirdim. 1999 yılında o dönemde İnform Elektronik A.Ş. olan DMY Elektronik Yatırımlar Grubu’na katıldım.

Belki de hayata erkenden atılmış birisi olarak, insanın çok önemli bir hammadde olduğunu ve ona verilen emeğin pek çok şeyi değiştirebileceğine inanıyorum. Özellikle gençlere yapılan yatırımın çok ama çok önemli olduğunu düşünüyor ve gençlere yol göstermekten keyif alıyorum.

DMY Elektronik Yatırımlar’ın birçok sektörde faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Yatırımlarınızı bir de sizden dinleyebilir miyiz?
1980 yılında kurulan Özdisan’ın içinden çıkan ve sanayi bacağı olan Inform A.Ş. ürettiği kesintisiz güç kaynaklarıyla, Türkiye pazarı ihtiyacının %40’ını karşılamanın yanı sıra, 82 ülkeye ihracat yaparak global pazarda da %1,2’lik bir pazar payı yakalayarak, pek çok yabancı şirketin dikkatini çekmeyi başardı.

Takribi bir yıl kadar süren görüşmeler ve denetimler sonucu 2011 yılında Fransa menşeili Legrand grubuna şirketin %100 hisse satışı gerçekleştirildi. Bu operasyondan elde edilen sermayenin tekrar Türk ekonomik hayatına katılımı sonucu bugün elektrik, elektronik, enerji, otomasyon, inşaat, turizm, denizcilik, telekomünikasyon, aydınlatma ve ilaç sektörlerinde faaliyet gösteren birçok firmanın oluşturduğu DMY Elektronik Yatırımlar Grubu oluştu.

Güç Elektroniği sektörünün komponent tedariği konusunda faaliyet gösteren Özdisan Elektronik, otomasyon ve kontrol konusunda Savior, başta savunma sanayi olmak üzere tüm elektronik imalatçılarına eksiksiz hizmet üreten ASSAN Elektronik ve EMS Elektronik, kesintisiz güç kaynağı konusunda lider firma TESCOM Elektronik, aydınlatma konusunda Savlight ve Na-De Elektronik, özel endüstriyel güç elektroniği çözümleri konusunda EPC Elektronik, Çin’de yerleşik olan TFT ve LCD panel ve modül üreticisi Satoz, yüksek kalite PCB ihtiyaçlarına hizmet eden Somacis Türkiye, trafo imalatında kullanılan her çeşit iletken üreticisi Alpke, telekom konusunda mühendislik ağırlıklı hizmet veren Satelcom, Türkiye’nin tek yerli solar invertör üreticisi Mavisis, her çeşit endüstriyel akü tedariğinde uzman ALGA, jenerik ilaç imalat ve dağıtımında Terra, solar enerji konusunda DMY Enerji şirketleri, gemicilik konusunda Devbros DMY ve inşaat & turizm sektöründe hizmet veren diğer şirketlerimiz, DMY Elektronik Yatırımlar Grubu‘nu oluşturan ana şirketler olarak Türkiye’nin endüstriyel kalkınma hamlesine destek verme sorumluluğunu taşımaktadır. Ben de 1999 yılından beri bu yapıda, Grup Koordinatörü olarak grup standartlarını gözeterek, kurumsallaşmaya katkı sağlamak amaçlı çalışmaktayım.

Süha Öker. DMY Elektronik Yatırımlar Grup Koordinatörü

Göreviniz dahilindeki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? İş süreçleriniz arasında neler yer alıyor?
Ömrüm boyunca kendime çizdiğim yol gereği, kişilere buyruk verip yönlendirmek yerine, bilgi ve tecrübemi paylaşarak, kişilerin potansiyelini ortaya çıkarmaya destek oldum. DMY Elektronik grup şirketleri arasında da verimli bir sinerji oluşturmak için bu çizgide ilerlemeye çalışıyorum. Özel ilgi saham olan mali analiz ve denetim süreci, her şirketin rakamlarının net ve her an ulaşılabilir olması gerekliliğine dayanıyor. Bu veriyi kullanarak, grup şirketlerindeki aksayan noktaları tespit edip iyileştirmek için çalışıyoruz. Hem şirket yönetimlerinin, hem de yatırımcı olan DMY Elektronik’in her an doğru veriye ulaşarak, her şirketin gidişatı hakkında doğru bilgiye sahip olabilmesini sağlamak benim esas görevimdir.

Grup şirketlerinize yönelik ne tür hizmetler sunuyorsunuz?
Her şirkette olması gereken bilgi işlem altyapısı, ERP/MRP uygulamaları, dijital dönüşüm gereklilikleri, hukuk ve mali müşavirlik hizmetlerinin yanı sıra mali analiz ve denetim fonksiyonlarını da ortak bir çatı altında DMY Elektronik üzerinden sağlıyoruz. Böylelikle grup şirketlerinin yönetim sorumluları ana faaliyet konularına odaklanıp daha verimli çalışabiliyorlar.

DMY Elektronik Yatırımlar da bu alanda ne gibi güncel gelişmeler var?
DMY Elektronik bünyesinde aktif 20 şirket bulunuyor. Bu şirketlerin bazıları, kendi altında faaliyet gösteren alt şirketlere sahiptir. Bu şekilde toplam şirket sayısı ise 50’yi buluyor. Hal böyleyken, yeni yatırımlar yapmak yerine var olan şirket ve yatırımlarımızın gelişmesini sağlamak önceliğimizdir. Özellikle Türkiye’nin yaşamakta olduğu sıkıntılı ekonomik süreçte, yatırımların karşılığını verebilecek verimlilik düzeyinde bir şirketler grubu olmayı sürdürerek, var olan işleri daha iyi yapabilmek ve daha büyük pazar payı elde edebilmek için çalışıyoruz. Ülkemiz üreten olmakla birlikte, üretim için ihtiyaç duyduğu hammaddeyi ithal etmek zorundadır. Bu da her şirketin gelirinin bir kısmının döviz olmasını gerektiren bir işletme anlayışını uygulamayı gerektiriyor. Bu nedenle, şirketlerin yurt dışına açılması için çalışmaları destekliyoruz.

Yatırımlardaki kriterlerinizi öğrenebilir miyiz?
Önceliğimiz, sermaye ve bilgiye olan ihtiyaçtan ziyade paylaşmaya açık, şeffaf ve güvene dayalı ortaklık yapısıdır. Yatırım kriterlerimiz arasında öne çıkan bu noktanın, insana bakış açımız ile paralel olması bizi mutlu ediyor. Yatırım ilişkisinin temeli güven ve şeffaflık üzerine kurulunca her noktası saat gibi işleyen ve zayıflığa izin vermeyen bir yapı ortaya çıkıyor. Bugün gururla söyleyebilirim ki, bütün şirketlerimiz tamamen kanuna uygun ve etik bir şekilde çalışıyor. Üst düzey yöneticilerimize verilen ana dürtü;
“Kimsenin bizleri sorgulayacağı yumuşak karın oluşturmayın”.

DMY Denizcilik alanındaki faaliyetlerinizi de konuşmak isteriz. Bu alandaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Gemicilik sektöründe risk ve verimliliği dengede tutabilmek için iki şekilde faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan birisi, kısa ve orta vadede nispeten daha risksiz ve getirisi öngörülebilir olan süreli gemi kiralama (time charter), diğeri ise riskin daha yüksek olmasına paralel bir şekilde getirisi de yüksek olan doğrudan gemi işletmesidir (voyage charter). Gemicilik sektöründe faaliyet gösteren ana şirketimiz Devbros DMY, sahip olduğu 7 dökme yük gemisinin 4 tanesini uzun süreli kiralamış, kalan 3 tanesinin ise doğrudan işletmeciliğini yapıyor. Bu kapasite ile her yıl 75 milyon ton dökme yükü, dünyanın pek çok limanı arasında taşıyabiliyoruz. Bu sektöre yatırım yaparken aradığımız bir kriter, dünyadaki pek çok limana yanaşabilecek gemilere sahip olmaktı. Bugün sahip olduğumuz gemiler, sadece okyanus geçmekle kalmıyor, örneğin; Karadeniz’den girip, Tuna Nehri’nde de yol alabiliyor. Bu sayede gemilerimizin tercih edilirliği önemli ölçüde arttı.

DMY Denizcilik’in önümüzdeki süreçteki hedeflerinden bahseder misiniz?
Gemilerin ekonomik ömrü 15 ile 20 yıl arasında değişiyor. Sahip olduğumuz gemiler 2010 – 2011 yılları arasında yapıldığı için ekonomik ömürlerini gözetmemiz gerekiyor. Yaşlanan gemilerin verimliliği kıyasla azaldığı için, önümüzdeki yıllarda filomuzun ortalama yaşını genç tutmaya çalışarak filodaki gemi sayısını da zaman içinde 10’a çıkarmayı hedefliyoruz.

DMY Enerji hakkında neler söylemek istersiniz?
Ülkemizin cari açığını oluşturan kalemlerinden bir tanesi de enerjidir. Dolayısı ile enerji ithal etmek yerine, topraklarımızın doğal kaynaklarını kullanarak milli ekonomiye destek olmanın yatırım dışında bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Bu amaçla geçtiğimiz birkaç yılda yaklaşık 20 milyon dolar yatırım yaparak, günlük yaklaşık olarak 13 bin evin elektrik ihtiyacını karşılayabilen, 18,75 megawatt üretim kapasitesine sahip güneş enerjisi santralleri kurduk. Bu santraller Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde 365 gün boyunca açık havada doğa şartlarına maruz kalıyor. Bu sahaların devamlı olarak bakımını yaparak mümkün mertebe en yüksek verimlilik düzeyinde tutmaya çalışıyoruz. Bir vatandaş ve yatırımcı olarak enerji yatırımlarımızla son derece gurur duyuyoruz.

Eklemek istedikleriniz…
DMY Elektronik kendi içinde bir grup kültürü oluşturabilmiş 3 bin kişilik bir aile haline geldi. Bunun devamlılığını sağlayabilmek için eski alışkanlıkların yerini, gelişen imkan ve teknolojiyi kullanan bir anlayışın alması gerekiyor. Hiçbirimiz ölümsüz değiliz ve kendimize bağımlı bir şeyler bırakmak yerine, bizden sonra gelecek neslin kaldığımız yerden sorunsuz bir şekilde çalışabilmesini sağlayacak, kurumsal sistemler yaratmak temel görev ve hedefimizdir.

DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı

DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı

DMY Enerji GES yatırımları, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde toplamda 421.349 metrekare alana kurulu 72.772 adet güneş paneli ile günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı.

Antalya Elmalı ve Kaş, Kahramanmaraş Elbistan, Ankara Elmadağ sınırları içinde kurulu GES yatırımlarında kullanılan malzemelerin yerli olarak kullanılmasına dikkat edildiğini belirten DMY Enerji yetkilisi Mehmet Celal Şahin: “Tesislerde kurulu inverterler cihazlarının grup şirketlerinden Mavisis işbirliğiyle DMY Elektronik Yatırımlar çatısı altında üretilmiştir. Güneş panelleri ise bir başka grup şirketi olan Savior Solar aracılığı ile yurt dışından tedarik edilmiştir.” dedi.

Günlük ortalama olarak 110 MWh elektrik üretimi yapan tesisler, dört kişilik bir ailenin ortalama tüketimi göz önünde bulundurulduğunda her gün 13.000 adet evin elektrik tüketimini karşılamaktadır.

GES yatırımlarının gelecekte de devam edeceğini belirten DMY Elektronik Yatırımlar Grup Koordinatörü Süha Öker: “Dünyada ve Türkiye’de karbon salınımı ile yapılan mücadele eğer yeterince yapılmaz ise yeryüzü, yaşanabilir alanın daralmasından dolayı çok büyük felaketlerle karşı karşıya gelecektir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin devlet politikalarında yenilenebilir enerjinin önemi ve gerekliliği her geçen gün artmakta ve uluslararası yasalarla fosil yakıtların kullanımı azaltılması başta olmak üzere karbon salınımı en aza indirilmesi için çalışılmaktadır.” dedi.

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak bu yatırımlar aynı zamanda dünyadaki karbon salınımının en az düzeye indirilmesi için yapılan çalışmalarla paralel olarak ilerlemektedir.

DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı DMY Enerji GES yatırımları günlük ortalama 100MWh kapasiteye ulaştı

DMY Elektronik Yatırımlar, Na-De Elektronik A.Ş.’yi Satın Aldı

2015 yılında Na-De Elektronik A.Ş. firmasına, %50 hissesini satın alarak ortak olan DMY Elektronik Yatırımlar, Haziran 2019 tarihi itibari ile kalan %50 hisseyi de alarak, Na-De Elektronik A.Ş.’yi tamamen kendi bünyesine kattı.

Na-De Elektronik A.Ş.’nin daha önce de LED aydınlatma sektöründe öncülük etmiş Assan Elektronik A.Ş. firmasının aydınlatma kısmı ile birleştiğini belirten Na-De Elektronik Genel Müdürü Belma İkiz: “Bu birleşme ile üretim hacmini genişleten Na-De, sensörlü aydınlatma, görüntüleme sistemleri, yangın algılama sistemleri ve LED’li aydınlatma çözümlerine yönelik zengin ürün yelpazesi ile sektördeki pazar payını genişletmeyi hedefleyecektir.” dedi.

Na-De Elektronik, bünyesinde faaliyet gösteren PCBA hattını Assan Elektronik’e devrederek grup şirketleri arasındaki iş bölümünü arttırmıştır. Bünyesinde onaylı bir AR-GE Merkezi bulunan Na-De Elektronik yaygın pazarlama ağı ile yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetlerini arttırarak sürdürecektir.

DMY ve SOMACIS ortaklığı ile SOMACIS-TÜRKİYE kuruldu

SOMACIS-TÜRKİYE kuruldu

HDI (Yüksek Teknolojik PCB) üreticisi SOMACIS ve DMY ELEKTRONİK & YATIRIMLAR Grubu ortaklığı ile SOMACIS-TÜRKİYE firması kuruldu.

Merkezi İtalya’da bulunan SOMACIS; Yüksek teknolojik katı, esnek, yarı esnek vb. elektronik devre kartları üretimleri ile sektörün Dünyadaki sayılı firmaları arasında yer almaktadır. İtalya, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’de üretim tesisleri bulunan Somacis, Türkiye’de bünyesinde Elektronik sektöründe faaliyet gösteren bir çok firma bulunan ve üretim, arge ve ticari faaliyetleri ile önemli bir konuma sahip olan DMY ELEKTRONİK&YATIRIMLAR Grubu ile Türkiye’de ortak üretim yapmanın ilk adımı olarak SOMACİS-TÜRKİYE’nin kuruluşunu gerçekleştirdi.

SOMACIS-TÜRKİYE, ilk olarak ve geçici bir süre pazarın nabzını yoklamak amacı ile ticari faaliyetlerde bulunacak, bunu takiben ortak üretim tesisi kurarak ihtiyacın yurt içinden karşılanması adımını atacaktır. HDİ PCB’ler elektronik üretiminde tüm alanlarda kullanılan temel bir üründür ve amaç bu alanda dışa bağımlılığı sona erdirmektir.

DMY ELEKTRONİK&YATIRIMLAR Grubu bünyesinde 25’i aşkın teknoloji şirketi bulunmakta olup Çin’de de üretim tesisleri mevcuttur. Grup bünyesinde ARGE çalışması yapan 8 firma ve onaylı 2 ARGE Merkezi bulunmaktadır. Çoğunluğu teknik elemanlardan oluşan 2500’e yakın çalışanı ve ‘’Teknoloji’’ ödülleri almış Arge projeleri mevcuttur.

Somacis Türkiye web sitesine gitmek için tıklayın.