Na-De Atech 2024’e katılıyor

Intellsort: Ayıklama Makinelerinde Yeni Nesil Çözümler

Intellsort: Ayıklama Makinelerinde Yeni Nesil Çözümler

2007 yılından bu yana ayıklama teknolojileri alanında uzmanlaşmış bir mühendislik şirketi olan Intellsort, maden, geri dönüşüm ve gıda sektörlerine yönelik üstün çözümler sunmaktadır.

Gıda ayıklama alanında geniş bir hizmet yelpazesi sunan Intellsort, donuk, yaş, taneli ve yapraklı ürünlerin yanı sıra meyve ve sebzelerin ayıklanmasında da sektörde öncü konumda bulunmaktadır.

Gıda Sektöründe Öncü Teknoloji
Intellsort’un yenilikçi teknolojileri, Türkiye ve dünya genelinde yüzlerce tesiste kullanılan YA120 modeli ve varyantlarıyla kendini kanıtlamıştır. Şirketimiz, sadece makine tedariği ile sınırlı kalmayarak, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi için gerekli özelleştirmeleri de üstlenmektedir. Ayıklama makinelerimiz, yapay zeka ve derin öğrenme yöntemlerini kullanarak, düşük fire oranı sağlamaktadır ve üretim kapasitesini artırmaktadır. Özellikle meyve ve sebze sektöründe, ürünlerin şekil, desen, renk ve boyut gibi detaylarına göre hassas bir şekilde ayrılmasını sağlayarak kaliteyi üst seviyeye çıkarmaktayız.

Maden Sektöründe Güvenilir Çözümler
Maden sektöründe, Intellsort’un ileri seviye ayıklama makineleri, değerli minerallerin ve metallerin hassas ayrıştırılmasını sağlamaktadır. Makinelerimiz, maden cevherlerinin içindeki düşük kaliteli materyalleri etkin bir şekilde ayıklayarak verimliliği artırmaktadır. Bu sayede maden işletmelerinin üretim maliyetleri düşerken, çevresel etkiler de minimize edilmektedir.

Geri Dönüşümde Sürdürülebilirlik
Geri dönüşüm sektöründe, Intellsort’un çözümleri, plastik, metal, kağıt ve diğer geri dönüştürülebilir malzemelerin yüksek doğrulukla ayrıştırılmasını sağlamaktadır. Makinelerimiz, atık yönetim süreçlerini optimize ederek, geri dönüştürülebilir materyallerin yeniden kullanılmasını mümkün kılmakta ve çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlamaktadır.

Teknik Destek ve Servis Hizmetleri
Rakiplerimizin büyük/küçük ya da renge göre ayrıştırma yapma çabalarına rağmen yüksek fire oranları ile karşı karşıya kaldığı bu sektörde, Intellsort’un makineleri üstün performanslarıyla öne çıkmaktadır. Tüm ayıklama makinelerimizin yedek parçaları İstanbul’daki tesisimizde bulunmakta olup, makinelerimiz 2 yıl garantilidir. Intellsort olarak, yerinde ve uzaktan destek hizmetleri ile Türkiye genelinde kapsamlı bir servis ağı sunmaktayız. Şirketimiz, bugüne kadar ayıklanması mümkün görülmeyen veya zor olduğu düşünülen birçok ürünü başarıyla ayıklayarak sektördeki liderliğini pekiştirmiştir.

Geleceğe Yön Veren Çözümler
Intellsort, inovasyon ve teknolojiye yaptığı sürekli yatırımlarla, endüstriyel ayıklama teknolojilerinde standartları belirlemeye devam etmektedir. Şirketimiz, müşteri odaklı yaklaşımıyla, gıda, maden ve geri dönüşüm sektörlerindeki iş ortaklarına en güvenilir ve etkili çözümleri sunmayı taahhüt etmektedir.

Na-De, ATECH 2023 Fuarı’na Katılıyor

Na-De,  ATECH Uluslararası Akıllı Bina Teknolojileri ve Elektrik Sistemleri Fuarı’na katılıyor.

Bu yıl altıncısı düzenlenecek olan ATECH Fuarı, sektördeki üretici, dağıtıcı ve kullanıcıları bir araya getiriyor. Aynı zamanda kamu kurumları ile özel sektörü buluşturarak Türkiye’nin en önemli fuarlarından biri olma yolunda ilerliyor.

Bir DMY EOA markası olan Na-De bu fuara yangın algılama, interkom, aydınlatma, sensör, acil yönlendirme tabelaları ve akü grupları ile katılacaktır.

Artan nüfus, kentsel dönüşüm ve teknolojinin hızla gelişmesi, inşaat sektöründe yeni yapıların ve binaların ihtiyaçlarını şekillendirmiştir. Bu bağlamda, akıllı bina çözümleri, binaların daha güvenli, enerji verimli ve kullanıcı dostu hale getirilmesine yönelik büyük bir talep yaratmıştır.

Yerli üretici olan Na-De’nin yangın algılama, aydınlatma, sensör ve interkom ürünleri, bu büyüyen ihtiyaca cevap vermektedir. Akıllı binalar, güvenliğin yanı sıra enerji verimliliği ve konforun artırılması gibi bir dizi avantaj sunarlar. Artan nüfus ve kentsel dönüşüm, bu avantajlara olan ihtiyacı daha da büyütmektedir. Na-De, Türkiye’ye yayılmış satış ve teknik destek ağına ek olarak geniş stokları ile hizmetinizdedir.

Yangın Algılama
Binalarda can güvenliğine yönelik en büyük tehdit yangındır. Na-De’nin konvansiyonel ve adreslenebilir yangın algılama sistemleri Türkiye’de pek çok tesiste kullanılmakta ve görevini başarıyla sürdürmektedir.

LED Aydınlatma
Şık, konforlu ve güvenli binaların temelinde aydınlama yatar. LED aydınlatma çözümlerimiz ile sizin için yolunuzu aydınlatıyoruz.

Sensörler
Bina otomasyonu kolaylaştıran ve enerji verimliliğini arttıran akıllı sensörlerimiz ile kısıtlı kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanabilmek için işinizi kolaylaştırıyoruz.

İnterkom
Bina içi haberleşmenin temelini oluşturan interkom ürünlerimiz, küçük apartmanlardan büyük toplu konut projelerine kadar geniş bir yelpazede ister konvensiyonel ister IP tabanlı olsun tüm haberleşme ihtiyaçlarınıza cevap verebiliyor.

Acil Yönlendirme Tabelaları
Olası bir tehlikede binayı en hızlı şekilde tahliye etmek çok önemlidir. İşte bu yüzden acil yönlendirme tabelalarımız ile sizi hızlıca güvenli bölgelere yönlendirebiliyoruz.

Akü Grubu
Elektrik kesintisinde bina sistemlerinin eksiksiz bir şekilde çalışmasını sağlayan enerji depolama ve akü grubu ürünlerimiz, akıllı bina altyapınızın her durumda görevini yapmasına yardımcı oluyor.

Na-De’nin akıllı bina teknolojilerine sunduğu katkıları yakından incelemek ve geniş ürün yalpazelesi ile “fuar içinde fuar” deneyimini bizimle yaşamak için bizi 23-26 Kasım 2023 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ATECH Fuarı’nda 10. salon, B3 standında bizi ziyaret edebilirsiniz. Görüşmek üzere.

DMY EOA, UniPOS İle Güçlerini Birleştirerek Yangın İkaz Sistemleri Alanında İşbirliğini Güçlendiriyor

DMY EOA, yangın alarm sistemleri ve güvenlik ekipmanları konusunda Avrupanın önde gelen yangın alarm ekipmanı üreticisi ve tasarımcısı UniPOS ile 2015 yılından beri sürdürdüğü stratejik iş birliğini bir adım öteye taşımıştır.

İSTANBUL — DMY EOA genel merkezinde gerçekleşen özel etkinlik, yangın güvenliği alanında yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi için şirketler arasında önemli bilgi paylaşımına imkan sağlamıştır. DMY EOA, bünyesinde bulunan Na- De markası ile Türkiye’nin önde gelen aydınlatma, interkom ve yangın algılama sistemleri üreticisi olarak tanınmaktadır. UniPOS ise 1995 yılında kurulan ve yangın alarm ekipmanları konusunda geniş bir ürün yelpazesi ile dünya genelinde bilinmektedir.

İki güçlü şirket, yangın algılama sistemleri alanında kaliteli ürün ve hizmet sunma konusundaki yeteneklerini birleştirerek müşterilere daha güvenilir ve etkili çözümler sunma amacı gütmektedir. UniPOS ve DMY EOA markası olan Na-De’ nin ürün portföyündeki ürünler, yangın alarm panelleri, dedektörler, yangın alarm sistemi aksesuarları ve çevre birimlerini içermektedir. Bu ürünlerin Türkiye pazarında tanıtılması ve dağıtılması DMY EOA tarafından sağlanacaktır.

DMY EOA Genel Müdürü Suha Öker özel etkinlik hakkında şunları belirtti: “Bu stratejik işbirliğinin güçlenmesi, hem DMY EOA hem de UniPOS için önemli bir vizyonu temsil ediyor. Türkiye pazarında daha büyük bir pazara ulaşma hedefimizi desteklemek amacıyla güçlerimizi birleştiriyoruz. UniPOS’un uzmanlığı ve teknolojik ürünleriyle DMY EOA’nın konusunda uzman servis ağı ile müşterilerimize daha iyi yangın güvenliği çözümleri sunma kapasitemizi artıracak.”

DMY EOA’nın Türkiye’deki geniş satış ağı ve şirketin yüksek teknik servis ve kurulum kapasitesi, müşterilerine hızlı ve güvenilir hizmet sunma konusundaki taahhüdünü yansıtmaktadır. Bu işbirliği, DMY EOA’nın Türkiye pazarında yangın güvenliği çözümleri sunma konusundaki kararlılığını yansıtırken, aynı zamanda uluslararası arenada da daha büyük bir rol oynamayı hedeflemektedir.

Uluslararası Savunma ve Havacılık Fuarı Olan IDEF’23 Fuarı’na DMY SAVUNMA olarak katıldık.

DMY Şirketler Grubu içerisinde savunma ve havacılık sanayisine çalışan şirketlerimizden oluşan DMY SAVUNMA yapılanmasıyla 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’na (IDEF’23) katılım sağladık. Yapılanma bünyesinde bulunan Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom şirketlerimiz imkan ve kabiliyetlerini fuar kapsamında sergileme imkanı buldular.

Fuar boyunca sergilenen ürünler ve teknolojiler büyük ilgi çekerken, standımızı Savunma Sanayii Başkanı Sn. Prof.Dr. Haluk GÖRGÜN, MKE Genel Müdürü Sn. İlhami KELEŞ başta olmak üzere ülkemizin önde gelen savunma sanayi yetkilileri ve yurt dışı katılımcılar da ziyaret ettiler.

DMY Şirketler Grubundan savunma sanayinden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Ali Rıza Kılıç, şunları söyledi: “DMY SAVUNMA olarak, IDEF’23 Fuarı’na katılımımızı büyük bir heyecanla gerçekleştirdik. Uluslararası ve ulusal alanda büyük ilgi gören ve tarihinde katılımcı rekorları kıran bu fuarda, savunma ve havacılık sektörüne yönelik vizyonumuzu, yenilikçi yaklaşımlarımızı sergileme fırsatını bulduk. Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom gibi kendi alanlarında uzmanlıkları bulunan güçlü ortaklarımızla bir araya gelerek, sektördeki birleşik gücümüzü de ortaya koyduk. Türkiye’nin savunma sanayisine katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası işbirliği fırsatlarını keşfetmek ve yeteneklerimizi aktarabilmek için buradayız. IDEF’23 Fuarı’nda standımızı ziyaret eden tüm katılımcılara teşekkür ederiz. Gücümüzün merkezine elektronik üretimi almaya devam ederek, tasarım ve üretim alanlarında gelecekteki projelerimizle daha da büyümeye devam edeceğiz.”

DMY SAVUNMA’nın IDEF’23 Fuarı’ndaki göze çarpan katkıları şunları içeriyor:

Yenilikçi Teknolojiler: Uydu ve Haberleşme teknolojileri, RF ve Mikrodalga Teknolojileri ile Güç Elektroniği Teknolojilerinde önde çıkan tasarım ve üretimleri şirketlerimize ait olan ürünler sergilenmiştir.

Birleşik Güç:  DMY SAVUNMA yapılanmasını oluşturan şirketlerimizin farklı alanlardaki uzmanlıklarını biraraya getirerek, tasarımdan üretime, tedarikten proje yönetimine kadar tüm süreçleri birarada sunarak “Uçtan Uca Ürün Gerçekleştirme” konusundaki imkan ve kabiliyetlerimiz anlatılmıştır.

İşbirliği Fırsatları: Savunma ve havacılık alanında ülkemizin önde gelen ana yüklenicileriyle olan mevcut çalışmalarımızı daha da ileriye götürebilmenin yanı sıra, ulusal ve uluslararası potansiyel firmalarla da işbirliği fırsatları yakalanmıştır.

Ülke Ekonomisine Katkı: Savunma ve havacılık sanayinin ülkemiz için stratejik ve ekonomik öneminin farkında olarak, DMY SAVUNMA firmaları olarak sunduğumuz katkıların artırılmasına yönelik vizyonumuz paydaşlarımıza aktarılmıştır.

DMY Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş: “DMY SAVUNMA, DMY Şirketler Grubumuzun geleceğinde önemli bir yer tutuyor. Savunma ve havacılık sanayisi, ülkelerin güvenliği için kritik bir rol oynamaktadır ve biz, DMY SAVUNMA olarak bu alanda güçlü bir yer edinmeye kararlıyız. Assan Elektronik, EMS Elektronik, Microina, Satelcom ve Tescom gibi önde gelen firmaların bir araya gelmesiyle oluşturduğumuz DMY SAVUNMA, sektördeki birleşik gücümüzü göstermektedir. Bu, Türkiye’nin savunma sanayisi alanında büyümesine ve ulusal güvenliğine katkı sağlamak için önemli bir adımdır. DMY SAVUNMA’nın gelecekteki projeleri ve büyüme planları hakkında heyecanlıyız ve bu alandaki yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.

DMY Savunma, IDEF’23 Fuarı’nda sergilediği ürünler ve teknolojilerle, Türkiye’nin savunma sanayisi alanındaki büyümesine katkı sağlamaya devam ediyor. DMY Savunma’nın gelecekteki projeleri ve katkıları hakkında daha fazla bilgi almak için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Haluk Sayar, Component by Özdisan’ın 20. Sayısında Elektromobilite Hakkında Konuştu

Avrupa çapında elektromobilite ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik eden bir sivil toplum kuruluşu olan Avere’nin Türkiye başkan yardımcısı Haluk Sayar’la bir araya geldik. Kendisiyle elektrikli araç sektörünü ve derneğin yaptığı çalışmaları konuştuk.

İlk defa ortaya çıktıkları 19. yüzyıldan itibaren çevre dostu ulaşım imkanı sunan elektrikli araçlar, küresel ısınmayla etkin mücadele etme kararı alan ülkelerin desteğiyle yeniden popüler hale geldi. Sahip oldukları teknolojiler sayesinde elektrikli araçlar; kullanıcılarına, maliyet, konfor ve güvenli yolculuk fırsatı yaşatıyor.

Sizi tanıyabilir miyiz? Kariyer hayatınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Avere Türkiye Elektro Mobilite Derneği başkan yardımcısıyım. Makine mühendisiyim. 1989 yılında mezun oldum. Arkasından 3 yıl kadar Amerika’da bulundum. Burada enerji ekonomisi üzerine çalıştım. Arkasından Türkiye’de yine enerji alanında özellikle yenilenebilir enerji alanında uzun yıllar çalıştım ve son 6 yıldan beri de elektromobilite alanında çalışıyorum. Dernek ile ilgili faaliyetleri yürütüyorum.

Dernek olarak yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Derneğimiz 4 yıl önce kuruldu. Avere Elektro Mobilite Derneği esasında uluslararası bir dernek. 18 Avrupa ülkesinin üye olduğu bir dernek. Biz de 4 yıl önce, 17. üye olarak derneğe taraf olduk. Türkiye’de özellikle elektromobilitenin gelişmesi, elektrikli araçların yaygınlaşması, sağlıklı olarak büyümesi için çalışmalar yapıyoruz. Bunun için gerek iş dünyasından gerek kamudan gerekse üniversiteden birçok grubu bir araya getirerek iş birlikleri yürütüyoruz.

Derneğin üye sayısı nedir?
Avere uluslararası bir dernek. Derneğimizin Avrupa tarafında doğrudan ya da dolaylı olarak 2650 üyesi var. Türkiye’deki kurumsal üye sayımız da 52. Toplamda 18 üye ülke  ile temsil edilen derneğimiz, Avrupa’nın en kapsamlı temsil gücü olan sivil toplum kuruluşlarından bir tanesi.

Üyelerinizle yaptığınız çalışmalardan da bahseder misiniz?
Yeni bir sektör elektromobilite. Elektrikli araçlar yeni yeni Türkiye’de gündemimize giriyor. Fakat çok hızlı bir şekilde ivme aldı. Sadece otomotiv sektörünü ilgilendiren bir alan değil. Birçok alanın multidisipliner olarak bu işin içinde olması gerekiyor. Elektronik ve kimyanın bu işin içinde olması gerekiyor. Fizik zaten bu işin temelini oluşturuyor. Dolayısıyla sadece otomotiv sektörü değil bizim diğer sektörleri de birleştirme yapımız var, bir misyonumuz var. Türkiye’de bunu gerçekleştiriyoruz.

Elektromobilite derken tam olarak ne kastediyorsunuz biraz daha açar mısınız?

Mobilite hareketlilik anlamına geliyor biliyorsunuz. İngilizce’deki karşılığı mobility olan kelimenin anlamı ‘bir yerden bir yere varmak’. Bir yerden bir yere varmak. Elektromobilite ise elektrik kullanarak bir yerden bir yere gitme hareket etme anlamına geliyor. Dolayısıyla elektrikli araçları da elektromobilitenin ilk parçaları ilk bileşeni olarak kabul edebiliriz. Ama sadece elektrikli otomobiller değil esasında scooter’lar da… Micromobilite elektromobilitenin bir alanı ya da elektrikli otobüsler, hatta trenler, uçaklar, gemiler hepsi eğer elektrikle tarif ediliyorsa ve bu şekilde hareket ediyorsa elektromobilitenin altına giriyor.

Avrupa elektromobiliteye önemli bir geçiş yaşıyor. 2023 yılında beklentileriniz neler?
Elbette çok hızlı büyüyor. Bundan 6 yıl öncesinde tüm dünyada 1 milyon elektrikli araç satılmıştı. 2022 yılına geldiğimiz zaman bu sayı 11,5 milyona çıktı ve her yıl yüzde 50-60 büyüyor. Dünyada elektromobilitenin ve elektrikli araçların başı çektiği bölgeler var. Çin birincisi, hemen arkasından Avrupa ülkeleri geliyor. Daha sonra da Kuzey Amerika, Asya ülkeleri ve diğer ülkeler diye gidiyor. Avrupa tabii ki özellikle Çin’den sonra, Çin teknoloji tedarikçisi, otomobil üreticisi, aynı zamanda akü de üreten kuruluş. Dolayısıyla Avrupa hemen arkasından pazar liderliğini takip eden bir kurum, bir oluşum.

Peki türkiye’de elektromobiliteye olan ilgi nasıl?
Avrupa’da geçtiğimiz aralık ayında Almanya’da satılan her 100 aracın 55’i elektrikliydi. Norveç’e baktığınız zaman daha da fazla. Yüzde 90’ların üzerinde. Artık 100 aracın 90’ı elektrikli. Onlar artık neredeyse sonuna gelmiş durumdalar. Aslında bu da normal çünkü Norveç 2025 yılından sonrasında içten yanmalı motorlu araçlara artık ruhsat vermeyecek. Daha doğrusu satışı bile olmayacak. Mecburen elektrikli araçlar satılacak. Bu yüzden de piyasa kendi önlemini alıp geçişini tamamlamak üzere.

Artık elektrikli araçlara geçmek üzereler. Buna benzer olarak hemen arkasından Hollanda, Almanya gibi ülkeler geliyor. Almanya, Hollanda hemen hemen artık birbirine çok yakın ama Almanya araç sayısı bakımından pazar lideri.

Türkiye’ye geldiğimiz zaman daha işin başındayız. Az önce bahsettiğim üzere 1 yıl içerisinde 11,5 milyon elektrikli araç satıldı. Türkiye’de ne kadar satıldı aynı dönemde diye bakarsanız 10 bin civarında araç. Toplamda 18 bin elektrikli araç var. Dolayısıyla biz daha işin çok başındayız. Ama yine Avrupa’daki gibi her yıl yüzde 60-70 büyüyen bir pazardan bahsediyoruz. Önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde çok hızlı bir büyüme olacak ve 2030 yılında Türkiye karayollarında 1 milyondan fazla elektrikli araç göreceğiz.

Elektrikli araçlar hayatımızda uzun yıllardır var. Peki bunun yaygınlaşmamasının nedeni nedir? Geç kalmadık mı?
Aslında kalmadık. Avrupa ve Çin’e göre geç kalmış gibi gözükebiliriz ama hala kalmadık. Şöyle söyleyeyim zaten teknoloji yeni teknoloji. Lityum iyon teknolojisi akülerin araçlarda kullanılması 2010 yılından önce mümkün bile değildi.

“Avrupa’da geçtiğimiz aralık ayında Almanya’da satılan her 100 aracın 55’i elektrikliydi. Norveç’e baktığınız zaman daha da fazla. Yüzde 90’ların üzerinde.”

Enerji yoğunluğundan dolayı ya da kapasite yeterli olmadığından dolayı çok fazla kullanılamıyordu. 2010 yılından itibaren artık ekonomik olarak da mümkün olmaya başladı. 2010 yılından baktığınız zaman aküler kw saat ile ifade edilir. Kw saat maliyeti 1000 dolar civarına geliyordu akülerin. Fakat şu anda aradan geçen 10-12 yıl içerisinde bu 100 dolarlara kadar inmiş durumda. Dolayısıyla akü fiyatları düştükçe elektrikli araçların pazar şansı artıyor.

Diğer önemli bir nokta da kimse durduk yere sektörü elektrikli araçlara yönlendirmedi. Hani artık zamanı bitti, petrol bitiyor falan değil. Hâlâ doğal gaz hâlâ benzin var. Peki biz niye elektrikli araçlara geçiyoruz? Sera gazından dolayı elektrikli araçlara geçiyoruz. Artık biz biliyoruz ki sera gazı dünyanın sonunu getirebilir ve bunun farkındayız. Dolayısıyla artık emisyonları azaltmakla yükümlüyüz ve Birleşmiş Milletler de uluslararası kurumlar da başı çekerek tüm ülkeleri bu önlemi almakla görevli kıldı. Artık bütün ülkeler emisyonlarını azaltmakla yükümlüler ve bu aşamada da artık elektrikli araçlar hiç olmadığı kadar önem kazandı.

Peki elektrikli araçların avantajları neler?
Tabii ki elektrikli araçların birçok avantajı var. Az önce söylediğim gibi en önemli avantajı esasında elektrikle hareket ediyor olmaları. Şimdi elektrikle hareket ettiği zaman sonuçta şebeke elektriğini kullanıyor. Şebeke elektriğinin temiz olması da önemli burada. Şebeke elektriğini kömürden üretirseniz ve ürettiğiniz o elektriği de elektrikli araçlarda kullanırsınız o araç emisyonsuz olmaz. Dolayısıyla biz elektrik üretirken yenilenebilir enerji kullanmak durumundayız.

O elektriği eğer biz elektrikli araçlarda kullanırsak o zaman emisyonsuz sıfır emisyonlu araçlardan bahsedebiliriz. Dolayısıyla birinci kural sıfır emisyonlu araçlara doğru ve temiz elektrik sağlamak.

İkincisi egzoz yok elektrikli araçlarda. Yani siz petrol ya da dizel yakıtlı araçlarda şehir içinde ciddi bir hava kirliliğine sebep oluyorsunuz, egzozdan kaynaklı. Elektrikli araçlarda böyle bir şey yok. Sessiz bir şekilde hiçbir emisyon salmadan aracınızı kullanabilirsiniz. Sağlık ve çevre açısından bunlar çok önemli. Ama tabii ekonomi açısından baktığınız zaman da elektrikli araçların çok ciddi avantajları var. Akü maliyetleri, lityum iyon akü maliyetleri çok hızlı bir şeklide düşüyor.

Bundan 3-4 yıl öncesine kadar elektrikli araçlar ile içten yanmalı motorlu araçların fiyatları baya farklıydı. Pahalıydı elektrikli araçlar. Neden çünkü akü maliyetleri pahalıydı. Fakat geldiğimiz noktada akü maliyetleri o kadar aşağıya indi ki 2023 ya da 2024 yıllarında biz başa baş noktasına geleceğini düşünüyoruz artık. Yani satış fiyatı anlamında da elektrikli araçlar diğer dizel araçlardan ya da benzinli araçlardan farklı olmayacak.

Bunun yanında elektrikli araçlar çok az bakım gerektirir. Çünkü hareket eden parçası motorunda fazla yoktur. Mesela dizel araçlarda tekerleği döndürmek için kullandığınız 2000’den fazla hareketli parça vardır. Fakat elektrikli araçlarda bu sayı 21’dir. Dolayısıyla çok daha az bakım gerektirir elektrikli araçlar.
Yani şöyle düşünün ne egzoz gazı, ne radyatörü, ne motor yağı, ne de güç aktarma sistemi vardır. Frenler bile daha az aşınır. Balatalara da çok fazla yük binmez. Dolayısıyla bunların hepsi çok ciddi bakım yönünden bakım maliyetini azaltıp, gerekli olan bakım süresini de uzatan etkenlerdir. Bir kere kullanım maliyeti çok düşüktür. Çünkü siz elektrikli araçları örneğin şebekedeki şu anki mesken elektriğinde şarj ettiğiniz takdirde dizel araçlardan yaklaşık 4 kat daha ucuza

“Önümüzdeki 7-8 yıl içerisinde çok hızlı bir büyüme olacak ve 2030 yılında Türkiye karayollarında 1 milyondan fazla elektrikli araç göreceğiz.”

getirip şarj etmiş olursunuz. Bunun anlamı aynı ücretle 4 kat daha fazla gidebilirsiniz elektrikli araçlarla. Tabii şimdi fiyat konusu biraz farklı çünkü evde şarj ettiğinizde farklı fiyat, ticari şarj ettiğinizde farklı fiyat, dışarıda 22 kw’lık şarj opeatörlerinin işlettiği istasyonlarda şarj ederseniz farklı fiyat. Ama sonuçta hemen hemen hepsinde elektrikli araçlardaki yakıt maliyeti elektrik maliyeti gittiğiniz 100 km için bahsediyorum, dizel ya da benzinli araçlardan daha ucuzdur.

Dezavantajlarına gelecek olursak neler söylemek istersiniz?

İçten yanmalı motorlu araçlar ile başa baş noktasına gelmesi için 1-2 yıl gibi bir süre var. Bundan öncesinde bu dezavantaj daha büyüktü. O yüzden teşvik gerekiyordu. Yani devletler tarafından teşvik uygulanması önemliydi ki insanlar elektrikli araçları tercih etsinler. Şimdi hâlâ önemli belli bir noktada, fakat çok yakın bir süre içerisinde artık teşviğe de gerek kalmayacak. Bunun dışında dezavantajı yok diyebiliriz.

Menzil konusundaki eleştirilere cevabınız ne olur?

Öncelikle bu eleştirilerin de artık gereksiz olduğundan bahsetmem gerekiyor. 7-8 yıl öncesi için elektrikli araçların menzil sorunları vardı. Özellikle uzun yolla ilgili ciddi endişeler söz konusuydu. Fakat teknoloji ilerledikçe menzil sorunu aşıldı. Bataryaların kapasitesi ve verimliliği arttı. Günümüzde tek şarjda 1000 kilometrenin üzerinde giden araçlar var. Şu an bildiğim test aşamasında olup 1-2 yıl sonra satışa çıkartılacak bazı araçlar tek şarjda 2000 – 2500 kilometrelere çıkacak. Her yıl sene menzil artıyor.

Şarj istasyonları ile ilgili de önemli çalışmalar var. Hatta şunu söyleyebilirim, ülkemizde şarj istasyonlarının kurulumu elektrikli araç satışının önünde gidiyor. Lider şarj istasyonlardan birisi 2023 yılının sonunda Türkiye’de 200 bin araca yetecek kadar elektrikli şarj istasyonu ağı olacağını açıkladı.

eV Charge Show hakkında neler söylemek istersiniz?

Voli Fuarcılık ile beraber geçtiğimiz yıl ilkini düzenledik. Avere olarak konferans kısmını üstlendik. Fuar ve konferans anlamında çok büyük başarılar elde ettik. 2023 yılının Kasım ayında ise 2.’sini düzenleyeceğiz. Uluslararası tarafı ağır bir fuar olmasını planlıyoruz. Geçen seneki fuar alanı yaklaşık 2 katı kadar büyüyecek. Çünkü ilgi çok yüksek. Start-up yarışmamız da olacak.

Kısa ve orta vadedeki hedeflerinizden bahseder misiniz?
Üye sayımız hızlı bir şekilde artıyor. Şu anda 52 üyemiz bulunuyor.
 2023 yılının sonunda bu üyeyi ikiye katlamayı hedefliyoruz. Sektörle birlikte büyüyeceğiz. Her derneğe üye olan kuruluşların bu dernekten beklentileri oluyor. Biz de onların
sesi olmak için çabalıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla bir bağlantı noktası olmak istiyoruz. Yurt dışındaki Avere ağıyla bir network ekosistemi oluşturmak istiyoruz.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denizaltı Yüzer Havuzu’na Tescom UPS imzası

Tescom UPS, Deniz Tersaneler Genel Müdürlüğü’ne ait Y-138 Denizaltı Yüzer Havuzu’na Tescom UPS ve Frekans Konvertörü montajı yaptı.

Sahip olduğu özellikler ile dünyada bir benzeri olmayan denizaltı yüzer havuzu, 28 havuz personeli ve 14 denizaltı nöbetçi personelini 5 gün boyunca ikmal yapmadan barındırabilecek olan havuz, aynı zamanda 4 adet dizel-jeneratör sayesinde limana bağlı kalmadan da herhangi bir yerde denizaltının bakım onarım faaliyetlerini yürütebilecek.

Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi’nin (ASFAT) yükleniciliğinde yürütülen Denizaltı Havuzu Projesi, Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nın denizaltı inşa ile bakım onarım altyapı ve kabiliyetlerinin arttırılması maksadıyla 2019 yılında başlatıldı.

Tescom Elektronik’in her zaman olduğu gibi savunma sanayii atılımlarında yer almaya ve desteklemeye devam edeceğini belirten Genel Müdür Osman İkiz: “Savunma sanayine yönelik ürün ve çözümlerimiz ile Denizaltı Havuzu Projesi gibi stratejik önemi olan pek çok yatırımda yer alıyoruz.” dedi.

Projede kullanılan ürünlerimiz

Frekans Konvertörü
30KVA 380VAC 50Hz 3F+N / 115Vac 3F 60Hz IP54 Koruma Sınıfı

UPS
10KVA KGK 230VAC 50Hz 2F / 230VAC 50Hz 2F IP 21 Koruma Sınıfı

Tescom UPS IMATECH Endüstriyel Üretim Teknolojileri Fuarında

Tescom UPS IMATECH Endüstriyel Üretim Teknolojileri Fuarında

Tescom Elektronik, 15-18 Mart tarihleri arasında İzmir’de düzenlenecek olan IMATECH Endüstriyel Üretim Teknolojileri Fuarında, katılımcı firma olarak yerini aldı.

Tescom UPS IMATECH Endüstriyel Üretim Teknolojileri Fuarında

Salon No B
Stant No A130
Tarih 15 – 18 Mart 2023
Ziyaret Saatleri 10.00 – 18.00
Fuar Alanı fuarizmir
Adres Zafer Mah. 840 Sk. Fuar Alanı No:2
Gaziemir / İzmir
Konum Tıklayınız


Depremzedelerimizin ve Milletimizin Yanındayız

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

İSTANBUL — 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremin hemen ardından organize bir şekilde yardım etmek için çalışmalara başlandığını belirten DMY Uluslararası Yatırımlar Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş: “Yaşadığımız deprem felaketi hepimizi derinden yaraladı ve üzdü. Milletimize karşı olan sorumluluğumuzun her daim bilincinde hareket ederek DMY Ailesi olarak yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

DMY Uluslararası Yatırımlar ve grup şirketleri Özdisan, Devbros, Tescom, Assan, DMY EOA, Alpke, Satelcom, EMS ve Tescom Hellas’tan yapılan yaklaşık 1 milyon 700 bin Türk Lira tutarındaki yardım ile edinilen malzemeler TIR’lar ve 1. Ana Jet Üssü’nden kalkan uçaklar ile gönderilmeye başlandı.

Ayrıca, Grup bünyesinde çalışanların da ilk günden beri yardımcı olmak için çabaladığını ve organize bir şekilde hareket edilmesi için Grubun imkanlarını seferber ettiğini belirten DMY Uluslararası Yatırımlar Ortak Hizmetler Yöneticisi Fatih Duran: “Depremin ardından Özdisan ve diğer grup şirketlerinden ilk anda toplanan yardımlar ayrı bir ekiple 8 Şubat günü 18:10’da İstanbul’dan yola çıktı. 32 saatlik zorlu bir yolculuğun ardından Hatay Samandağ’a ulaşan ekibimiz, iki TIR dolusu yardımın depremzedelere ulaştırılıp dağıtılması için üç gün boyunca bölgede milletimizin yanındaydı.” dedi.

Deprem felaketinde zarar gören yurttaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile gönderdiğimiz yardımlar yerlerine ulaştı.

Giyinme, sağlık, hijyen ve barınma için yardım malzemeleri taşıyan ekibimiz, yaklaşık 24 saatlik dönüş yolunda Kahramanmaraş ve Malatya’ya da uğrayarak deprem felaketinden yaklaşık bir hafta sonra 13 Şubat 2023’te İstanbul’a döndü.

Başta kurucularımız Davut Yurttaş ve Mustafa Yurttaş olmak üzere, Yurttaş Ailesi, Ortaklarımız ve DMY Uluslararası Yatırımlar çalışanları olarak ülkemize ve milletimizle birlikte omuz omuza olmanın gururu içindeyiz. İçinde bulunduğumuz zorlu günleri de dayanışma ile atlatacağımıza inanıyoruz.