Davut Yurttaş SAVTÜRK röportajında DMY Elektronik ve DMY Savunma olarak gündemimiz 43 yıllık bilgi ve tecrübemizi savunma sanayisinin emrine sunmaktır dedi.
Elektronik sektöründe 40 yılı aşkın bir tecrübeye sahip olan DMY Elektronik ve çatısı altındaki şirketler; savunma sanayi ile olan iş birliklerini tek çatı altında toplamak ve daha sürdürülebilir, Ar-Ge tarafı daha milli ürünler sunmak amacıyla ‘DMY Savunma’’ oluşumu altında bir araya geldiler.
Sektörde 40 yılı aşkın deneyime sahip olan DMY Elektronik ve Yatırımlar Grubu bünyesinde yer alan şirketlerin savunma sanayii ile olan bağımsız ilişkilerini tek çatı altında toplayıp, daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmak amacıyla hayata geçirilen DMY Savunma, oluşturduğu kesintisiz bilgi ağı ve üretim hattı ile Türk savunma sanayiine yerlilik oranı daha yüksek ürünler sunmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.
DMY Savunma’nın sahip olduğu güçlü Ar-Ge altyapısı ile güç elektroniği, yenilenebilir enerji, anten ve uydu teknolojileri, haberleşme, RF gibi alanlarda kararlı çalışmalar gerçekleştirdiğini aktaran yeni oluşumun Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, yaptıkları çalışmaların ve temel olarak DMY Savunma’nın güç merkezinde, sahip oldukları tecrübenin köklerini oluşturan elektronik alanının olacağını söyledi. Günümüz savunmasında ateşli silah, askeri araç ve insan gücü gibi unsurların kullanımını artıran asıl tarafın elektronik olduğunu ve elektronik harp yeteneklerinin güç belirleyici bir kriter olduğunu ifade eden Yurttaş, elektronik alanında sahip oldukları birikim ile millileşmeye ve yerelleşmeye büyük katkı sunacaklarını ifade etti.
Temel önceliklerinin Türk savunma sanayii olduğuna dikkat çeken Yurttaş , yeni oluşumun felsefesini, çalışmalarını, yol haritasını ve hedeflerini dergimiz SAVTÜRK’e değerlendirdi.
SAVTÜRK: DMY Savunma’yı hayata geçiren temel motivasyon neydi; ne gibi eksiklikler ya da gereklilikler sizi bu firmayı kurmaya itti?
Davut Yurttaş: DMY Savunma’nın oluşumunu anlatabilmek için öncelikle arkasındaki grup şirketlerinin gücünü anlatmak gerektiğine inanıyorum. DMY Savunma; elektronik üretim sektöründe 40 yılı aşkın sanayicilik deneyimiyle bugünlere gelen DMY Elektronik ve Yatırımlar Grubu içerinde yer alan önemi sayıda şirketin, savunma sanayii ile yürüttüğü iş birliğinin tek bir konsantrasyon altında farklı alan ve malzeme gruplarındaki yetenekleriyle güç birliği oluşturmak amacı ile kurulmuş bir yapılanmadır. Zaman içerisinde yönetme, yönlendirme, iş birlikleri, ortak ürün ve yeni katılımlarla güçlü bir görüntü ve sektörde önemli bir oyuncu olmak, yüzde 100 yerli ve milli sermayemizin gücüyle ülkemizin savunma sanayiine katkı sağlayabilmek temel düşüncemizdir.
SAVTÜRK: Bu yeni oluşum, grup şirketlerinin zaten var olan savunma sanayii ilişki ve çalışmalarına nasıl bir boyut katacak? Sizi bir ana yüklenici olarak görebilecek miyiz mesela?
Davut Yurttaş: Grup şirketlerimiz yetkin oldukları alanlarda. Gerek ürün sahibi gerekse çözüm ortağı olarak sektörün önde gelen oyuncuları ile küçüklü büyüklü iş birliği içindedirler. Bu iş birlikleri, stratejik ortaklık, alt yüklenicilik ya da başarılı millileştirme çalışmalarıyla da tescillenmiş durumdadır. DMY Savunma yapılanması ile -birbirimize yakın olsak da farklı konulara odaklanan firmalar olduğumuzdan -bir bütünlük yakalamayı ve kendimizi ifade etmekte zorlanmanın önüne geçmiş olmayı, yatkinliklerimizi bir arada kullanarak anahtar teslim çözümler üretmeyi umuyoruz. Bu yapılanmada öncelikli amacımız; grup şirketleri arasında iş birliğini ve sinerjiyi artırmak. Devamında ise alt ürün gruplarının bir araya getirilmesi ile oluşturulan üst ürün gruplarına geçerek, tasarımdan malzeme tedarikine, üretimden proje yönetimine, testlerden entegre lojistik destek yönetimine kadar olan tüm süreçleri uçtan uca yönetip fark yaratmaktır. Sektörde iş birliği içinde olduğumuz oyuncularla bu iş birliğini üst seviyelere taşımak, rekabet yaratacak faaliyetler yerine ortak akılla birlikte hareket etmek amacındayız.
SAVTÜRK: Operasyonel faaliyetlerinize İstanbul merkezli olarak devam ediyorsunuz. Bunların dışındaki faaliyet planlarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Davut Yurttaş: Dmy Savunma altında faaliyette olan şirketlerimizden ASSAN A.Ş. ve EMS A.Ş. Istanbul’daki tesislerine ilave olarak Ankara’da iki yeni yatırımı sonuçlandırmak üzereler. ASSAN’ın yatırımı OSTİM’de ROKETSAN Yan Sanayi Kümelenme yerleşkesi içinde 2 bin 500 metrekarelik kapalı alanda ekim ayı içerisinde faaliyete geçecek.EMS’nin yatırımı ise Akyurt’ta 4 bin metrekarelik alanda yine aynı zamanlarda üretim faaliyetlerine başlayacak. EMS’nin Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 5 bin metrekarelik arsa alımı da tamamlanmış olup, projelendirme çalışmalarını takiben yatırıma başlanacak.
DMY Savunma olarak, OSTİM Maxivedik iş merkezinde, diğer grup şirketlerimizin (Tescom, Özdisan, DMY EOA) de ayrı ayrı yer aldığı alanda geçici olarak faaliyetlerimize başladık. Gelişmelere göre farklı çözümlere gidebiliriz.
SAVTÜRK: DMY Savunma’nın öncelikli gündemi ne olacak? Özellikle eğileceğiniz alanlar ve milileştirmeye yönelik ürün, tasarım grupları hangileri olacak?
Davut Yurttaş: Öncelikli gündemimiz elektronik sanayiideki 40 yıllık bilgi birikimi ve tecrübemizi daha yüksek seviyelerde sektörün emrine sunmak olacak. Şu anda farklı şirketlerimizde dağınık şekilde bulunan bu birikimleri bir araya getirerek daha üretken olmak için bu yapılanmaya ihtiyaç duyduk.
Grubun malzeme tedarikinden başlayan Ar-Ge’lerle şekillenen üretim kabileleri ile hayata geçen yetenekleri yönümüzü belirleyecektir. Belirttiğiniz gibi millileştirme çalışmaları önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Bugüne kadar ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ gibi ana yüklenici firmalarımızın millileştirme çalışmalarında başarıyla yer aldık. Millileştirme çalışmalarını tamamladığımız anten, güç kaynakları vb. ürünlerin yanı sıra, halen çalışmalarına devam ettiğimiz dijital kumpas, kayar bilezik gibi sektörümüz için önemli ürünler de listemizde yer almaktadır. Millileştirme çalışmalarımızı yürütürken, “Daima Milli ve Yerli” ilkemize uygun olarak, ürünlerin alt sistem ve birim seviyesinde de yerli ve milli çözümlerle üretilmesi ilkesiyle hareket ediyoruz. Örneğin, DMY Savunma’nın Boğaziçi Üniversitesi teknoparkında yerleşik Ar-Ge firması olan Satelcom’un yaptığı uydu terminalinde yüzde 80 yerlilik oranına ulaşılmış durumdadır. İkisi onaylı olmak üzere beş Ar-Ge merkezinde sürdürdüğümüz Ar-Ge çalışmalarımızla güç elektroniği, yenilenebilir enerji, anten ve uydu teknolojileri, haberleşme, RF gibi alanlarda çalışmalarımızla kararlılıkla devam ediyoruz. Grup şirketlerimizden Tescom ile güç elektroniği konusunda yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ile sektörün bu alandaki ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılayabileceğiz. Bütün bunları gerçekleştirirken öncelik verdiğimiz konulardan bir diğeri de sektörün gereksinimlerine, beklentilerini, vizyonuna uygun olarak gerekli sertifikasyon süreçlerini layıkıyla tamamlamak ve idame ettirebilmektir. Tesis Güvenlik Belgesi ve ISO 16949 Otomotiv Kalite Yöneyim Sistemi gibi önemli belgelerin alınımını gerçekleştirmiş olmanın yanı sıra, SSB tarafından yürütülen EYDEP tetkiklerinden en üst seviye olan A seviye puan alan sınırlı sayıda firmalardan birinin de grup şirketlerimizden ASSAN olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca sektörümüzün de beklentilerinden olan AS 9100 Havacılık Kalite Yönetim Sistemi için özellikle Ankara yapılanmamıza yönelik olarak çalışmalar başlattığımızı ifade etmek isterim.
SAVTÜRK: DMY’nin temellerini oluşturan elektronik sektörü, günümüz savunma sanayii unsurlarının gizli başrol oyuncusu konumunda. Türkiye, elektronik harp sistem ve ürünleri konusunda ne durumda? Siz bu alanda -DMY Elektronik’in de yetkinliği göz önüne alındığında- ne vadediyorsunuz?
Davut Yurttaş: DMY Savunma’nın gücünün merkezinde elektronik sektörü yer almaktadır. Güç elektroniği ile başlayan tasarım ve üretim faaliyetlerimiz, bugün elektronik üretimin bir çok alanını içerecek şekilde genişlemiş ve tesisleşmiştir. Söylediğiniz gibi, günümüz dünyasında ülkelerin savunma güçlerindeki yetkinlikleri, artık sadece ateşli silah, askeri araç ya da insan gücüyle anlatılmıyor; bu unsurların etkin kullanımını sağlayan elektronik harp yetenekleri ya da siber cephelerdeki üstünlükleriyle aktarılıyor. Dolasıyla, bu alanlarda yapılacak her bir millileştirme, yerlileştirme çalışmasının çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Ülkemizin yakın geçmişinde, bu alanda yerli ve milli olmayan çözümlerin kullanımının daha doğrusu kullanamamanın getirdiği sıkıntıları hep birlikte yaşadık. Son yıllarda, savunma sanayiinde milli çözümler üretme konusunda yürütülen çalışmalarla gurur verici ve daha fazlasını yapabilme konusunda umut verici gelişmelere birlikte şahit oluyoruz. DMY Savunma olarak, bu çalışmaların önemli bir parçası olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bugüne kadar millileştirme çalışmalarını tamamladığımız çok sayıda ürünle de teyit etmiş oluyoruz.
SAVTÜRK: Türkiye, mevcut ürünlerin yerlileştirmesinin yanında yeni teknolojiler için de önemli süreçler yürütüyor; aslında dünyada durum böyle. Örneğin enerji silahları, biyoteknoloji silahlar gibi alanlara yatırım artmaya başladı DMY Grup’un bünyesindeki enerji, ilaç gibi farklı şirketlerin ve Ar-Ge büyüklüğünün varlığı göz önüne alındığında yeni teknoloji üretimi konusunda nasıl bir inisiyatif alacaksınız?
Davut Yurttaş: DMY Elektronik Yatırımlar olarak, savunma sanayiini stratejik alan olarak görüyoruz. Bu anlamda, yukarıda da ifade ettiğim üzere, savunma sanayiinin başkenti olan Ankara’da tesisleşme konusundaki yatırımlarımıza hız vermiş durumdayız. ROKETSAN’ın yan sanayi kümelenmesinde yakın zamanda hizmete açacağımız elektronik üretim tesisiyle, ana sanayi-yan sanayi entegrasyonunda önemli bir mesafe alacağımızı değerlendiriyoruz. Yine TUSAŞ’ın yanında faaliyetlerine başlayan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yapılanmamız da sektörün tüm oyuncularıyla bir arada olma, iş birliği yapma yönündeki kararlığımızın bir göstergesidir.
Savunma sanayiinde fark yaratacak, teknolojik yetkinliklerimizi artıracak yatırımlar konusunda çalışmalarımız devam etmektedir. Özellikle sektörde KOBİ ölçeğinde karşılığı olmayan, yurt dışı pazar imkanı olan teknolojik alanlarda tasarım dahil çözümler içeren yeni yatırım planlarımız bulunmaktadır. Örneğin, savunma sanayii ihtiyaçlarına yönelik PCB üretiminde ülkemizde KOBİ ölçeğinde bir kaynak bulunmayıp, ihtiyaçların önemli bir kısmı başta Uzak Doğu olmak üzere yurt dışı kaynaklardan sağlanmaktadır. Grup şirketlerimizden Somacis TR’nin, yüksek teknolojili PCB üretiminde dünyada söz sahibi üreticilerden olan Somacis firmasıyla yaptığı ortaklık sayesinde, ülkemizde savunma sanayiine yönelik PCB üretim altyapısı oluşturabilmeyi hedefliyoruz.
SAVTÜRK: DMY Savunma, yurt dışı pazarlama ve ihracat anlamında nasıl bir politika izleyecek? Mevcut şirketlerin ihracat anlayışından ve müşterilerinden ayrışacak mı ya da ne kadar bütünleşik kalacak?
Davut Yurttaş: Önceliğimizi ülkemizin savunma sanayii gereksinimlerini karşılamaya vermiş olmakla birlikte, özellikle geliştirdiğimiz ürün seviyesindeki çözümlerimizle yurt dışı pazar imkanlarımızı da genişletmeye çalıştığımızı söyleyebilirim. Bu alanda en önemli avantajımız, DMY Savunma olarak iş birliği yaptığımız grup şirketlerimizden Özdisan’ın malzeme tedariki alanında dünyaya yayılmış bir ağa sahip olmasıdır. Hem ithalat hem ihracat alanında sadece yerel ağlara erişmekle kalmayıp, elektronik ticaret alanında da kendini ispatlamış, aktif kullanımı olan ciddi kullanıcı sayısına sahip bir platform üzerinden çalışmalar yürütülmektedir. Dolayısıyla, sadece DMY Savunma çözümleri için değil, millileştirme konularında başarılı çalışmalar yürüten. Tüm KOBİ’lerimizin dünyaya erişimi için bir ihracat platformu haline getirebileceğimizi söyleyebilirim.
İhracat konusunda grup şirketlerimizin geçmişten bugüne önemli deneyimleri bulunmaktadır. Tescom şirketimiz, cirosunun yüzde 30’unu yaklaşık 50 ülkeye yaptığı ihracattan elde etmektedir. EMS, ABD’ye haberleşme alanında cihaz seviyesinde üretim yapmaya başlarken; ASSAN, İtalya ve İspanya’ya elektronik kartta birim seviyelerde üretim yapmaktadır.
SAVTÜRK: DMY ve grup şirketlerinin faaliyet alanlarına bakıldığında sivil hayata entegre bir alanmış gibi duruyor ama günümüzde artık teknolojinin askeriden sivile değil, sivilden askeriye aktığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda hem DMY Savunma’nın hem de genel olarak savunma sektörünün geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
Davut Yurttaş: Sivil ya da askeri fark etmeden, teknolojilerin entegre kullanıldığı zaman daha değerli, daha rekabetçi olduğu günümüzde, dual use çözümler, bu alanda faaliyet gösteren tüm teknolojik yapılanmaların öncelikleri arasına girmiştir. Bugüne kadar gündelik hayatımızı kolaylaştıran, emniyeti, konforu artıran bir çok teknolojik uygulama önce savunma sanayiinde filizlenmiş, sonrasında sivil hayata adapte edilmiştir. Bu tür uygulamalar gerçek gücünü ve verimliliğini sivil entegrasyonla ortaya koymuştur. Teknolojinin hızlı gelişimi, bilgiye kolay erişim, sınırların sanal olarak ortadan kalkması gibi bir çok etkenle sivil ve askeri teknolojiler arasındaki paylaşım giderek artmaktadır. Bu paylaşımların bundan sonraki süreçlerde daha da hızlı olacağını değerlendiriyoruz.
“SEKTÖRÜN BAŞARISINDA SSB’NİN POLİTİKALARININ PAYI ÇOK BÜYÜK”
Türk savunma sanayii, tüm alanlarda, tüm aktörleri ile güçlü iş birliği sergileyen bir sektör. Diğer yandan kamunun sağladığı destekler ve bu iş birliğinin pekişmesi noktasında sunduğu katkıların sektörün bugünlere gelmesindeki en temel etkenlerden biri olduğunu belirtmek lazım. Bu sebeplede savunma sanayii olarak, şanslı bir sektör olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Sektörü düzenleyen, vizyonunu belirleyen, yetkinlikleri ve ihtiyaçları eşleştirmeye çalışan, gereksinimleri ve standartları ortaya koyan, kısaca sektörün çatısını oluşturan T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), sektörümüzde kamu gücünü temsil etmekte ve diğer sektörlere göre önemli bir avantaj oluşturmaktadır.
Sektörün geçmişine bakıldığında, ithal ikamesiyle başlayan sanayileşme modelleri, günümüzde özgün çözümlere dönmüş ve başarı hikayeleri ortaya koymuştur. Bu başarılarda, bugüne kadar SSB tarafından başarıyla ortaya konan sanayileşme politikalarının etkisi olduğu çok açıktır. Bu anlamda, sektörümüzde kamu ve özel sektör iş birliğinin en anlamlı örneklerini görebiliyoruz.